Köylümüzle paylaşacağınız ne varsa buyrun, yazın …
Yorumlarınız site yöneticisi tarafından onaylanacaktır. Uygunsuz haller silinecektir. Bu uygulama virüs, spam yada uygunsuz bağlantıların paylaşımını engellemek için zorunludur.
Köylümüzle paylaşacağınız ne varsa buyrun, yazın …
Yorumlarınız site yöneticisi tarafından onaylanacaktır. Uygunsuz haller silinecektir. Bu uygulama virüs, spam yada uygunsuz bağlantıların paylaşımını engellemek için zorunludur.
…
SiCIL BOZUP KÖKTEN KAZINIRKEN INSAN FILAN
…..
Fena bozuyor hava. Günde ahirde zahirde varda yokta, dirlik devran insan ve düzen, toplum aynasini yürekten uzaklastirip umumu itibara degerden kiymetten kelepre düsürüp kahir ve nizahin onursuz degersiz kulu kölesi kimmis neymise ilgisiz itibarsiz ve zoraki mecburiyetten izleyip takip etmeye merak uyandirip, kökünü kazimakta soydan sicilden insan, megerse nasil nicin niye ki ..?
Sundan ve söylece sebeptendir ki ..!
Yaptigi ettigi öngördügü yasadigi kavradigi davrandigi aklina hayaline koydugu, bütün kisilik insanlik ve karakter bozukluguna dair ne varsa bildigi inandigi ve isine nasil gelirse öylecede hicbir ülke devlet millet toplum deger ihtiyat cekinge özveri ve sorumluluguna zerrece vicdan ahlak ilgi kararlilik veya aidiyet duygusu tasimadigi, „ ben bunu kendime göre en münasip nasil diledigim istedigim bildigim arzettigim gibi yaptim yasadiysam; kendi inanip icabima uyan disinda hic bir ileriyi öteyi tanimadigim kanun budur, iman budur, din budur , düzen budur, kural budur, devlet dirayet toplum burasidir, kim ki göbeginden atar aksini idda eder, itiraz yahut karsi koyan tepkiyle yaklasir davranirsa, ciksin kim ölür kim kalir sögüs- dögüs kitlik kiraninda kapisip hesaplasalim „ hüküm tutum hakimiyetine muhtac madur esir ve teslimse insanini ve toplumunu kaybetmis ilkesiz duyarsiz kanunsuz dünya hayati, gün be gün yerine konulamaz hak hukuk huzur sevgi saygi ilgi akil fikir vicdan saglik egitim güvenlik inanc barinma beslenme özgürlük özgüven onur paylasim hosgörü itibar dil kültür sanat edebiyat ve sayisiz sinirsiz ilim bilim hayat bilgeligi ve becerisiyle, edindigi zenginlikleri sonraki nesillere yükleyip asilayan aidiyet birikim ve aktarimlarini basina buyruk yargilanip sorgulanamaz her hakka kendince imtiyazli ve bütün yanlislari yokolan degerler bütününe özellestirip talan takasi eden keyfiyetin kendi disinda hic kimseyi umursayip önemsemeyen sorgusuz sualsiz tanrisal yetkiyle düzenini ayarini donandigi, hükümranlik külliyatina devre mülklendirilmistir..
Özel ve cikar ortagi , devleti temsil eden mührün iznini damgasini onayini kendini memur ederek mütahit ihaleciligiyle sorgusuz sualsiz RANTIYE santiyesinde yapildiktan sonra neredeyse senesini bulmadan cöplük öreni kullanissiz hurdaya dönen binalar, kurumlar , üniteler, kuruluslar, yapilar, tesisler, sirketler,muhitler, kolonlar, kirisler, köprüler, yollar, yerleskeler, donanimlar, düzenlemeler tipki hizmete sunulmus her semt mahle cevre merkez veya metropollerin UMUM TUVALETLERi gibi, icine girmeye igrenip tiksindigin, kapisi kilidi duvari klozeti kurnasi veya alaturka tasligi kir pasak pislik leke bulasigi mikrop yuvasi ve kokudan her adim atip iceri gireni büyük bir ürpertiyle aninda geri püskürtüp cikartan, hayata ve insanliga gelismemis keyfine göre olan herseyi kanun devlet nizam hak hukuk inanc itibar bilen yabaniligin, toplumsuz ayarsiz idraksizligine dair her türlü bozgunlara talip kisilik ve karakter bozulmuslugunun, kendi insanligina ve hayatina kandirip kazzik atarak gelecegi onarip ve kurtaracagina dair gammazligin kendini ele veren delil tutum tutanak ve belgesinden ibaret en belirgin günlük güncesidir.
Ormanlari yakip, yargisi yasamasi ve yönetimi gücler ayriligiyla denetimli yönetimli devletin toplum ve insan hayatindan her türlü yagmacinin talancinin vurguncunun sömürücünün ihanetine ihmaline ve cikar hesabi önceligine sizip yerleserek devlet iradesinin kendinden el cektigi, ve toplum yapma mühendisligiyle kanunu kitabina uydurulan herkesin birbirinden özenerek bu yikim vurgun talan yapisinda tüketim piyasasini gözde kulu kölesi olarak özellestigi , yanan ormanlarin yerine turistik tesis, saraycik villa, dünyadan ve gözden uzan kart postal manzarali özel güvenlikli semt site belde bin ave daire yapip dikerek, fabrika artiklarinin bütün kirini kimyasalini zehrini simsiyah akan ve korkunc kokan her türlü hastalik veya salgina davetiye cikaran öldürücüler katigi ve zehir bulanigi mikrop ur kir cöp illet atigini koylara kiyilara denizlere toplayip götüren sazliklardan, kanallardan, derelerden, caylardan, irmaklardan ve akmayip tikandigi yerde baliklar börtüler böcekler kuslar bitkilerle beraber, ayni kir koku ve pisligin icerisinde sadece sizlanip sikayetlenmekten baska uyarisi tepkisi iradesi ve yaptirimi kalmamis bütün bogulup ölenlerle birlikte telef olan insan kalabaliklari, `ben bunu böyle istiyor ve yapiyorum , inandigim bildigim ve istedigim gibi yapip bozmaya irade benim, yetki bende, devlet benim, toplum düzen kanun nizam benim zevkime ve keyfimedir ` haydut yagma talan ve korsanciligin karsi, en ufak itiraz hakkini dahi diger tüm toplu degerleriyle birlikte yitirmis kaybetmis toplumsuz devletsizligin, güvenli ve huzurlu bugünü ihya edip yarini kotarma kurma veya kurtarma sansi elbette ki sifir bile degil olacakti.
Egitimde gidada enerjide tarimda ziraatte ilimde bilimde sanatta edebiyatta kültürde dilde saygida onurda trafikte güvenlikte hakta hukukta siporda üretimde paylasimda saglikta ulasimda iletisimde, imar yapilanlamasi her cikar ortagi cetelere ve mütahitlere kalan, yerli ve uluslararasi BOP memur mühendisliginin devlete millete Atatürk´e Türklüge ve Türkiye Cumhuriyeti kazanim birikim deneyim kaygi sorumluluk özgürlük ve bagimsizligina dönük katlayarak bu günleri yarinlara yagmalayip yikan saldirganligin bütün hin kin intikam hain ihanetini bünyesinde barindirip tasiyanlarin fiil ve faaliyeti, hic hiz kesmeden sür daim durmaksizin devam ederken…
Yuro-Dolar parateryasi bire karsi on misli ülkeyi devleti milleti ve tüm deger zenginliklerini her sekil isgalcinin keyfiyetine kiyassiz ezilmisligi acizligi degersizligi toplumuna fatura ederek hacize cikardigi, zorla kabulün dayatildigi ve itiraz edenin basinin beladan belaya zikkim zindan edildigi, `ben bunu böyle yaptim, kanun benim idade bende devlet benim toplum bana kosulsuz sorgusuz itaat etmeye mecbur kanun benim iman inanc yalnizca benden sorulur ` Bop takas buyruk talimatiyla gelismislik düzeyi kimsede olmayan essiz emsalsizlik olarak sunulup satisa cikarilmakta.
Böylece her salgini geride birakan toplumsal zehirlenmisligin hic bir insani deger ve itibara ilgi duyup haysiyet ve hassasiyetli yaklasimlar göstermedigi, her tarafi cöp ve pislik götüren yagmaci talanci rant düskünlügüne dair, carpik kentlesmenin bütün hayati felc eden tarla toprak tohum bag bahce köy semt kasabalarini üreticiden tüketiciye icinde bütün kimyasal asilanma zikkimini tasiyan ve insanligin günden güne dayanikligini ve bagisikligini ölüp yitirdigi mezarlik salacasina dönüstügü genetigiyle oynanmis hormon ALIS VERIS MERKEZCILIGINE kul köle ve kurban ettigi, ` bunu ben böyle yaptim kurdum istedim ve donattim, irade bende, yetki benim, kanun ben, kitap ben, güc bede, banka ben, borsa ben, güc benim, devlet benim, zevk benim defa ben…` devlet millet ülke ve toplum yokluguna sizmis cöreklenmis hirsiz haydut haramiligi yedekten besleyip doyurup kollayip koruyan medya,moda, piyasa, bazar, tüccar, tacir,mafya, holdinglerle icli disli isbirlikci veberaber ortakliga istirakci kiralik ilim bilim sanat ve siyasetle…
Kurulan mahkemelerin güc irade iktidar para mal mük yagmacilari hesabina ve cikarina bozulup dagildigi, herkes kendi capinda ve cürümünde kimseyle bagdasmayan ilgisiz itibarsiz ve toplumsuz sahsi bildigi buyurdugu diledigi ayri ve uzak dünyasina kacak, huzuru dirligi günü gelecegi bozulmus caresiz cikissiz herseye musallat; ve sonsuz yozlasma körlesme kokusma cürümelerin birinci derecede birbiriyle yarisarak tüketen korku bela kaygi endise nefret ayrisma siddet sarmallarinin muhtaci müptelasi ve bagimlisi, toplum göz boyaciligi günü kurtarma manevra marifeti tezgahinda birbirine her türlü kahri laneti nefreti sözü ve söylemi tükürüp küredigi halde, cikari icabina dönen dönüsen kaypaklikla tüm varligini Pekaka varligina vakfedip adamis kosullari hic degismeyen rantiyeden kendi yarattigi sorunlara kendi kendini kahramanlayarak gecimini Mehepeye denge denk Bop Akepe; ve ayni Bahceli – Tayyip iliskili ittifakin hic degismeyen profil capi ilerisi karanlik yobaz yamuk yumuk Dersimli Kemal, onun yedekyazi turasi Meral , Meralin ayni Bop kumar kumasindan bütün din-iman profilli ihanet ve isbirlikciligin topyekün iml ve üreticisi Milli Selamet militanciliginin güncel patronu Karamoll, ona ilaveten Destici Mestici kulpcu uyrukcu kuyrukcu, ve tüm toplamina yekun hesabiyla envanter toplayicisi ve durum destek puan toplayicisi siyaseten bunak Bop Perincek..
Hic bir sosyal kültürel siyasi hayatin yanis ve olumsuzu siradan vatandas veya devlet yetkilisi makam merci sahibi hic kimseye duyrulup bildirilip sorgulanamadigi, herkesin yasadigi yanlisiyla hc kimseye hesap vermeyen hakkin hukukun kuralin kendini devlet yerine koyan boslugun iradesi yetkisi gücü imtiyazi ayricaligi kuvvetine sahip olduguna inanarak nefrete kabaliga siddete yagmaya durumsuzluga düzensizlige alismis kaniksamis yerlesik yasam vazgecimezi sanip inandigi, virüslenmis klonlanmis bir hayatin dijital cagiyla hirsa ihtirasa gösterise üste cikmaya ve fiyakasina forsuna gücüne saltanatina erisilmez en üstün gelmeye özel ve özentili kapisip sögüsüp didisip dögüsüp bozazlasip yarisarak ; sorana `buralari ben yaptim böyle, devlet benim yetki bende ülke mülkiyeti bana kanun kural ben ne diyorsam odur ve orasidir. Göbeginden atn ciksin, belasini en beter zikkim zindanda bulsun ` kendi bildiklik keyfiyetiyle, holdingi borsasi mafyasi tarikati medyasi siyaseti ayni cikar ortakligi tarti ve dengesinde sinirsiz talana yagmaya kurulup beklesirlerken, ülke cocuklari yarinsiz geleceksize kayip ve kayitsiz ülkeyi terkedecegi her vize kuyrugu yalvar yakara dagilip bozulurken, ülke her bicim sivil BOP pazarlikli kurgu ve isgalciliginin sinirlari delik desik mülteci ve uluslararasi hucum panik atak ve saldirilarina mahsur ve mahkum birakilmakta.
….lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep..
….
KOLONYA GÜZAYDINLIGI
….
Nicin nedenlerin cevabi ordadir
Zihninin aynasi,
Hem gönlünün arzusu
Yapa yalnizca yüzlesebilecegi kadar insan olabilmenin
Üzüm olsun diye asmada koruk
Birbirinden haberli yahut habersiz
Sirada bekleyen veya siradan cikan
Nehir cataklarinda kavusup birlesen derelerin
Bulusma sevinciyle sebebin sebebini büyüterek irmaklasan coskuya
Yildiz söleninde ziyaret olan esmer koyusu geceyi icer kanar gibi
Sevgi cesmesi ask caglayanidir damla damla yuyup arindiran sureti zaman
Günes daglardan duvarlara ne vakit meraka yenik aska düskün
Bir sis bulutu icinde yoklugunu aratarak bazan
Kivrimlarla görünmeyen uzaklari tozar tüter dolasir gelir
Bag bozarak
Diken sararak
Kolonya kokarak eylül karanfil gülleri
Seyfi Karaca……..Eylül / 21
………..
KAVACIGA KADAR ANCAK
………..
Tomarzaya dogru yokus büküs köyler indik ciktik. Dadaloglu senlikleri cayirligina da vardik soguk pinarindan kana kana su ictik.Duyduk ki Zamanti irmaginin ralar coskun caglayan cimenlik kavaklik sögütlükmüs. Gittik vardik baktik ki bir adam elinde zurna ugrunda irmak, cat pat surdan burdan perde söküp cigligini tutturmaya türküyü türküye sinayip deniyormus…
Sarildim kucakladim keske davulun da olsaydi da refaketcin olaydim dedim. Sonra kizilirmagin hayalini gözüm gönlüm ugruna sere toplaya, taaaaaa pinarbasi ovaligindan ve buz gibi gözelerden kivrila dolana kendi sessizliginin hüznü efkarini sögütlere kavaklara ekili arklara ve bahcelenmis baglanmis gertnelere akip doyurup uzaklarin uzagini gecip gidip göce Zamanti`yi duya doya kalbime sarip dösüme bagrima yazip kaydettikten sonra…
Köyün ( Mentese`nin ) yolunu tuttuk. Kavaciga kadar gidip abdal pinarindan abilige dogru ve ordan hüyüge adim arsinlayan hasret ve özlemle, her adimladigim araligin izinde yolunda saginda solunda yöresinde yaninda uzayan ve uzanan tarlalara atilmis zehir yüklü kimyasallar, umdugum serin, temis ve mis gibi bogazlian aciklarindan beri esip gelen sevinci bosa cikardi. Yoktu artik bu günü daha cok bugday basak veren römorklari tiklim tiklim doldurasiya öldürücülerin sinirsiz sorumsuz kezzabini zehrini hic umrunda olmayarak, börtüye böcege kusa kelebege de zikkim ederek, eskiden zerrece dag gezintisi yahut pircalik kenger yahut kangal gömencik.
Sonra sabahi simsiyah pencereden seyreden; ve her sabah ezaninda `galiba bundan sonra mezarliga dünyadan daha yakinim `deyip inandigim, `koma beni rezil rüsvaya eger ki nasilsa gelmek gitmek ömür kafa kütügünün kisacik öyküsüdür, ele güne rezil etme usulca uyut beni, uyanmayacaksam da güzel ömrümün esssiz efsaneler yazanisin, koyma zora dara gün bugünsen hosgeldin eeey ölüm ben dünden hazirim, amiiin amiiin amiiin ` dedim durdum yüksek binalar arasinda kaybolmus camiden seslenip cagiran ezanlara söylesip tutunarak, gece boyu sonsuz siyaha baka baka safaklar söktüm , gün agardi gün aksam oldu beni agirlayip ugurlayan camlar arkasi benle beraber, sizim sizim Agustos sanciyan odalarda..
….Lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…
……..
KIZAMIKTA CICEKTE ARASIR
……….
En son bulgur degirmeni kurulup söküldügünden buyana
Kayni yolu sap arabalarinin yüzünkuylusuna dirgen tutar düven sürerdi
Yaz güz bahar kis suyu tükenmez oluklar cesmesiydi kötü pinar
Süt sagdirirdi körpelerini mart ayinda dünyaya getiren davar sürüleri ve buzagilar
Ahmet yamaci kör gadir ve ötekiler
Yaziya yabana yol tutup ocak yakacak olan centeyi sirta sardiktan sonra
Ne taraftan gelirse gelsin kutup yildiziyla zühre dalyalari gece diyarlarina müptela
Sekizlik lamba siseleri yanip islenirken sekmeler örtmeler eyvanlar odalardan
Ibresi gider gelir pilli radyolarin kisa dalga sesi soluguydu
Efelik yemlik daglarina bayramoglu baglarina ne cabuk da gözden gönülden iraktan
Pekmez kaynatirken de tam
Gazocagi ara sira acirlili igneci hursidin siringasini fokurdatip kaynatirdi
Kizamikta cicekte arasira
Ve cig düser damla sizar
Gilamada keven topladiginda kurulu soba kayili ocak bucaga
Tam da ekim olur kasim görünür sari dolmus tozu dumana katarak kehten
Iradin kendirle anca calisan ispirtolu degirmeni böylece
Kimse anlamaz duymaz bile
Hangi vaktindeydi sanki hic yoktan görünmeze
Ne vakit nasil ve ne zaman..
Seyfi Karaca…………EYlül / 21
…….
EN NIHAYETE ve SiLBASTAN ( Zekeriye ögretmen anisina saygiyla )
…….
Dünya nerden nereye kadar insandir deseler, hic kuskusuzbir kara tahtada tebesir kireci yazilarla dogan günesi parlayan yildizi akan suyu dönen degirmeni dolunay geceleriyle sabahin ergünüzlü seher yellerine okuyup yazip ögreten temsilin hayat öykücüsü diye cevabini bulurdu bir cizgi saatir ve bir cümlelik devri alem.
Vari yogu bilmez cünkü yasam mücadelesi lafinda anlamini bulup karsiligini bilen zor bela kavram. Asli yasam mücadelesiyse ezelden ebede karakteri hic degismeyen sonsuzluga baki, fesattan fitnelikten karamsarliktan hunamliktan bencillikten kuskudan kinden nefretten zulümden riyadan sahtelikten yapmaciktan yüüzeysellikten muhaf, düne sadik yarina kanaatkar akla fikre vicdana sorumlu izzeti nefis de denilen kefalete mükellef INSAN EVLADINI kisiligi karakteri saglam inanilir güvenilirligin ilim itibarina büyütüp yetistirmektir.
ZEKERIYE ÖGRETMEN gibi…
Yurduna dünyasina ve insanina doyup kanmayan ilgi itibar ve özleminde ne varsa, dükkanci da vardi degirmenci de vardi davul zurna dügün dernek sonsuz bir güzellik cercisinin ignesinden ipligine söken diken ören dokuyan kuslar kelebekler navruzlar taylar bahceler baglariyla beraber, api bir komsulugu vazgecilmez kilan birlikte yasama kara tahtada beyaz tebesirle isiklar icinden nasil bakilir görünür duyulur bilinir ve yasanirin, fisini yazan aklini okutan daim nöbet hademeligini yapan..
Zil son kez caldiginda bag toprak dag yol iz sokak harman ne kadar öksüz ve örenlere kaldiysa iste, dediler ki sizlere ömür. Mekani cennet olasicanin..
Hatirasia sonsuz sevgiyle..
….lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep..
..
YARıNDAN ÖDÜNÇ
….
Dolunayda kıtlıkkıranda
Uğrun uğrun yanardı gün harmanında değirmen dönerdi
Kuşlar konar ay tüter yol yürür uçardı damdan dama üveyik
Öz deresinde sulak sazlıkta hayal ekip biçen mevsimler
Gerçeğe dönüşün tozu toprağı gibi yaban yazıdan
Mektebini okuyup yağmur ve yağmur sonradını kar
Evler sırası yol boyunca ayaza yamaç poyraz ucunda
Sımsıcacık bir soba gibi etrafını saran insandan toplayarak
Uykusundan çıkıp gelen düş gibiydi sokaklar sedirler ve çıralar
Her kapı ötekisine sırrı dayalı döşengili dünya bir komşu
Gilamada alazından laf deşip
Dert söyleşmeye halleşip selamlaşarak
Son odunlarına kadar mavi bir kapıydı çatısında duman
Yönü poyraz
Tahtası kara
Alfabesi beyaz yolları karla kaplıydı okulun
Sanki ufuksuz bir kainatın cümle kanatları ödünç yarındı
Kendi masallarından doğdukça herşey saatten muhaf zamandan asri
Güvercininlerden bile yetim
Çok daha yoksul sürgün ve beyazdı
Seyfi Karaca….Ocak / 21
..
MÜTTEŞEKKÜREN…
…
Doğal coşkun canlı diri hayatını kendi kendine oyalayıp oynaştığı hayal ve düşlere emsal sma yüm doğuran besleyen bakan kollayan büyüten doyuran kandıran gerçekliği en az yaşadığı hayat kadar iç içe ve aracısız minnetsiz kalbinde olan ; kol kol bulmuş buluşmuş yaşama sevincini kucakları sınırsız sonsuzluğa açık rüya hal ve gidişindeyken baskın yedi talan tarumar oldu tutunacak yeri, gezip dolaşıp kalacak dünyası, sevinip yaşadığına değer avunacak ömür hikayesi ve bahanesi, çdikinde halinde hasbihalinde toprakladığı ortak sevinci ve erişip ulaşacak sağlıklı sosyal ve kültürel ilişkili toplumu kalmayan insanlık ve dünyasıyız maalesef artık.
Ne yazık ki ‘ lerde burdan ötesi ve ilerisi yitirip kaybettiği karşılığına ağan dönen ölü sığ soyut sahte yapay yapmacıklığa dolup boşalarak, anlık saniyelik değişimlere kul köle ve gebe sürüklenip giden esaretiyle, saygısız ilgisiz iletişimsiz dayanıksız durumsuz aciz zavallı kesat çevresiz kimsiz kimsesiz külliyen kısır döngü tekrarlarıyla, kin garez nizah çatışma gerilim bunalımı bitmeyen ölüm raporuyla damgası sağlam ve kesin dosyası temelli kapanmışlığa, geçişkenliği bilinci erişimi dolaşımı ulaşımı etrafı dünyası ve toplumu olmayan kışkırtılmış kundaklanmış kıran kırana kesif kodes korkunç bitmiş tükenmişliği çekip çeviriyoruz artık maalesef.
Kopuk kirli karışık köhne çorak çöl zindan devamsız kördüğüm hınca hınç kat ve katmanlarla ; doğduğu cehennem rahmini azıp kudurup tekrarlayarak ve çoğaltarak doğuran çarpıklığın hali yoludur bugüne güncelli global tüketim açılımlı yapay zeka çaktarma atılımlı tesis, ajanda dünyasızlıkta her yer tahmini üzere ve herşey herkesin yerine tanıtıcı oyun kurgu ve piyes temsil ile, kapısız ilgisiz itibarsız insanlığa noktayı saplayıp koyan azgın sapkın amansız ve acımasız sondur, hepi topu üstüne tüketim piyasasınca yazılanı yaşamaktan başka iştirak itibar ve ibaretimiz.
Bu bahis ve sorumluluğa dair kimsenin özeli olmayan sevgili ülkemiz, toplumsal değerlerimiz, sosyo kültürel birikimimiz ve bilincimiz , eko -politik ortak yaşantımıza ve dünya insanlığımıza dair bütünlüğü bozulmamış araya kategorik paravan limit boyut kesit sınırlama yahut koparma çizgisi koymadan konu bütünlüğüne ilişkin ve içselliğiyle tam da uzuuun kış günleri okuma hevesi olanlara aralıksız yazılar yazdım paylaştım sizinle yine.
Varlığınıza ve katıldığınız katlandımınız tahammüle sonsuz teşekkürlerimle . Büyük küçük herkese tükenmez selam ve sevgilerimle.
Seyfi.
..lafin ötesi siirin hakkiydi hep…
…
ELYAMANDA GÜN AHiR
……..
Canak cömleklerden oyalanip eylenirken
Pusulasi kayip insan buluntulariydi künyesi yazili nami diger
Soguk su lastikleri kasaba diye bir yere adlanir söylenirdi
Kulaklari cinlasin kirk yilda bir sonrasi kuru toprak yalin ciplak dikenli dag
Agizda erimesi sanki yüzyillar sürerdi halkali sekerlerinin
Sindire sündüre dilde tamakta kaymaksiz kurrabiye seker sucugunu cevizli
Tahta sandiklardan derme catma portakal kasasinin yannda
Adi neydiyse unuttum gitti resimli kapaklisina gazozu bedava
Kendi icinden cikmis hayal kirikliklariyla doluncaya kadar
Evi barki sokagi herkes
Herksin aynisi ve tekrari
Suyu cekilmis bulutlardan kar ve yagmur dilenir gibi dönüp
Hickira hickira dörtbir yanda dolandikca siren
Rastlayacak issizliktan baska kimsesi olmayan yalnizliklari bireeer ikiser
Arayip da bulunmazin gidip de dönülmezin
Ceremesi calkantisi hic bitmeyen bozuk musluk damlaciklari
El yamanda insan irmaklari
Ayda yilda bir kulaklari cinlasin
Seyfi Karaca…………Aralik / 20
…
DEViR DAiM 2
…
Hasar durum olay yer mahal arıza kaza bela zar zor ucun kıyın kıt kanaat İnsana , mevcut yekun tanı tespitiyle..:
Anam var mı ki boynum bükem/Bacım gardaşım var mı ki derdimi dökem/Bırakın çilemi böylece çekem/ Belki dolar günüm benim
Acı yakarışlar çığlığıdı, köy kasaba kent kırsal metropol demeden heryeri ve herkesi serbest piyasa tezgahına bozup karıştırıp sentezleyen sazda sözde kalmayıp Elisabet Taylor- Richard Burton örnekli sanayi sektör ve teknolojik çağı lüks tüketim bağımlısı evli bağlılığını yürümediği tekrara yeniden yeniden denemesi karşılıksız kalıp insan kalbine taşıyamadığı yenilmişliği zoraki kabulle hayatın gerçekliğine cevap vermeyen şöhret soyutlaşmasına kul kurban eden. Özendiğinden baskın yiyen hayat burda da kalmayıp ‘sesim geliyor mu aslında ben bildiğiniz ve var sandığınız insan kişi toplum ve dünya hayatında çoktan beri yokum anlamına gelerek, şöhretliler katından halk ve tüm topluma yaygın yerleşik halin değişim dönüşümünü özetleşti.
Hasar durum olay yer mahal arıza kaza bela zar zor ucun kıyın kıt kanaat İnsana , mevcut yekun tanı tespitiyle..:
istem dışı ve gönül rızası olmaksızın insanı çaresiz kılmak etmek yapmak zorundalığına saplayıp bırakmaktaysa; insan kendi aykırısıdır ve sureti sıfatı kişiliği kimliği yoktur yıkıcı baskıcı gücüyle bütün bir hayatı zamansız mekansız meramsız merhabasız koyup bırakan söz ve davranışların imi tümü.
Daraltır boğar bozar bunaltır çürütür çökertir hep her müdahaleye çengel engel musibet muhanet sinik sönük muhtaçlıkla ; ve yaşadığı hayattan kopuk bezgin karışık kurcalanmış kurak çelişkili nizahlı ve iptal koyarak; her kişi kendine aykırı toplumuna tezat ve çorak ölümcül çarpımları sarsıp katlayan yılgın yıkım devir bozgun düzenek batağında aşamadığı geçemediği çözemediği çıkamadığı sonsuz bitimsiz sürekli sınanmaya dönük enkaz altı daim sicile denek bırakır insanı.
Sıfırın altında ayaz kış soğuk perişan aralık sonu çiyan dağlayan esinti ağusuydu. insan ziyaretleri yoğun salgın, seyrek uzak, mutlak mesafeli , yasak külliyatı derme toplama vadediz belirsiz kafes ve kontrol altı tarumar trafiğindeydi ya malumunuz hani..
Elleri yünlü eldiven, sırtları keçe kaban, ayakları çizme potin, başları iskandinav papaklı üç kız çocuğu ince buz tutmuş göle nasıl hasret kaldılarsa, tüm yapmacık noel kurdelesi süslü paketlerinden bıkmış usanmış kendilerine en güzel armağan sevinciyle arkadaşlardan ikisi üçüncü kızın göle düşmesin güvencesinde omzuna yakasına sımsıkı yapışıp tutarken, hiç bir korku ve kuşkuyu tereddütte bırakmayan arkadaşlarıysa suya en yakın : ve elden geldiğince en büyük parça koparmaya uzanıp daha; ve biraz daha ; ulaşıp dokunmanın tüm sınırlarını zorlayan parmak uçlarıyla ite yalpalaya epeyce sokulduktan sonra, tutup çıkardığı zar incesi ve yassı uzunca buzu hepsi birden öper okşarcasına inceleyip sevmenin epeyce bir sonunda ilgiye dayanamayıp her birinin elinde kalan parcalara bölünmüş kaygan saydam soğuk beyazlığı öyle anlaşılıyordu ki hiç bir koşulda hiç birşeyle kıyaslanamayacak kadar hayatla randevudusuz çocuk kalbi kadar hesap dışı ve büyük sarılıp kucaklaşmak gibi asil ve yürekli cesaretin insan kitabına sığındığı ve sevgiyle dünyasını onurunu övüncünü toprağını bulup gerçeklikle sınandığı sevinç sağanağı sarhoşluğunda soğukluğu hiç içe işlemeyen sınırsız sonsuz mutluluğun dengine akran; ve paylaşma ya değer sımsıcacek hediyesi olarak kabul görüldü.
Fakat , amma , lakin her zaman hep bu böyle depil di işte , binde bir bu şekil istisnaya denk ve akranlıla rast gitmenin diğer tersi büsbütün hayatı hızla ihtişamla ezip çiğneyerek sürüp savuşan her halde her yer ve herkes bşri diğerinin benzer ve aynısı tabiatıyla …
Yol kenarından öteler ötesi donmuş sönmüş mutsuz mesafeli uzak soluk öz ömrüne sığdıramadığı hayatını kaçağa sürgüne eziyete sakata çar çur sahteliğe imrentiye sıyrılıp sıvışan; ve kendine değer bulmayarak benimseyip kabullenemediği öz be öz kendisiyle yüzleşmesini tiksintiyle yaklaşıp sürekli değişmek isteyen asık çirkef berbat perişan suratlı insanların alışa gelip geçtiği yeni normalin eski bildik tanıdık huy kök ve karakterden yıkıla bozula ilk ve evvelki yalpa yamuk adım aşamadıydı.
Yani özde esasta gelişip büyüdüğü zenginlik kaynağına erişmiş kararlı inançlı duyarlı dabranışlı iradeli olgunlaşmış kişilik karakter sağlamlığında değilse, her fırsatta kodlayan saplantıların ilkesiz itibarsız kaypak refleksleriyle hamle yapıp duruma musallat müdahil olacaktır hayatı kayıp insan ziyan yekun.
Kimin nerden geldiği, nerde durduğu, nereye gittiği gitmediği ve hatta kim olup olmadığının hiç bir taşıyıcı değerde önemi veya kıymeti yoktur eğer ki; heryerin her şartta herkesin ve her şeyin hakkından gelmeye kalkışarak sorgusuz sualsiz ve sınırsız ayrıcalıklı imtiyazlı üstünlük taslamanın akıl niyet alışkanlık fikrine karakter kişilik ve kendini bozmuşsa.
Eğer öyleyse hiç bir yerde aidiyeti sorumluluğu ilgisi alakası yakınlığı vicdanı emeği hoşgörüsü bilgisi saygınlığı samimiyeti içtenliği katılımcılığı ve karşılıklı değer bilirliğin iletişim toplumsallığı hiç olmayan vahim durumu çoktan geçerek kendi kıyametinin çevrim içi zebanisine meram mevzu mevki ve meyillidir insan.
Diğer olumlu haldeyse kim nerden gelir nereye gider veya durur gitmez yahut kim nerde neci olduğuna bakmaksızın sevgi saygı özgürlük vicdan akıl özveri paylaşım hoşgörü hak hukuk haysiyet onur itibar duyarlılık sorumluluk inanç gözetme ve titizliğiyle düşünür davranırsa, heryerde her şartta her zaman kendine saygın, toplumuna ilişkin, dünyasına ilgili bilgili sorumlu ve insanlığına aidiyetini hiç yitirip kaybetmeksizin daim aşk sevgi onur ve itibar zenginliğiyle yaşar.
Hal böyleyken böyle olunca…:
Eğitim düzeyi sıfırla en yükseği aynıya alıp satan magazin manyağı günübirlik kullan harca at tüketimine bileşenler üleştirerek ; haysiyeti düşük itibarsız değersiz yozlaşma çürüme ve kokuşma ablukasında sağlanmış olan insan dangalaklaştırma ve toplum avanaklama kıskacından herkesi toplumundan kendinden gününden dünyasından ilgisiz habersiz katılımsız iradesiz bilgisiz aciz ve eder değerde hayata etkinliği ve hayrı yok alışkanlık aşılayıcı ve algı yönetimli bağımlılıklara kul köle ve gebe bırakan ; yanısıra getirisine göre fiyatı mükafatı ve ödülü ayarlanan kabala ve topyekün tertipli tezgah döndü dolaştı yıllarboyu bop günde gündeminde. Okan Bayülgen, Seba Tümer, Beyazıt Öztürk , Seda Sayan, Mahsun Özcan Emrah Ceylo Alişan Küçük ve Büyük İbo’ giller hele bilmem kimler neler vesaireler, hepsi birden ve birbirine nispetle bu zıplama rampasında ön koşullayan şartnameye dönük ücretli kadrolu piyasanın salgın aşılama taşıyıcılığını yaptı.
Katıldığı acer gıcır İbo Schow da çağıran olursa komplecek topluca burdayız demeye ‘ helal olsun sana ibo ve Polat Yağcıya az emeğimiz çok bu herkesi evire çevire çekip toplayan piyasanın bu hale gelmesine payca büyüksün ibo, milletin buna bize sana acayip ihtiyacı var ‘ yağı çekerek püskürtmeli tazyikli gaz veren turbo trübünden hem kendine hem ortama hem maggazin şarjürlü müesseseye hem makbul hem takdim hem takdir ve masum gösteren açlık ihtiyacı köpürtmeyi haklı çıkarmaya ek ve ilave olarak ‘ haber spikeriydi baktım gördüm bunu ben magazinde daha sağlam iş yapar diye aldım ordan bu hale yaptım getirdim ‘ dediği Saba Tümer , neye niçin güldüğünü kendi bile bilmeyen bol frikikli açık seçik dekolte sunumuyla sanki ağzı yayıla gerile gülme krizine girdiğinin ardında derin giz varmış imaj ve imasıyla, köklü değişimlere kokuşup çürüyen halk millet toplum yapılanmasını ‘ biz ne diyorsak veya demiyorsak kanun düzen O’ dur ‘ kafalayıp görsel gösterişli algı imrenti ve alışkanlık mayaladılardı.
Artık insanların hayata değer hiç birşey konuşup paylaşmadıkları sorgusuz sınırsız itibarsızlaştırma yoğunluğuyla, kuşatıldığı kapanmışlıkta tüm saygın dil kültür güven idrak söz sohbet merak bilgi iletişim duyarlılığını yitirmiş ve günden güne özgürlüğü ve özgür iradesiyle beraber akıl vicdan sevgi duygu düşünce direnç enek üretim hak hukuk kültür özgürlük gibi temel değer kavramlarını ve sosyal bağışıklığını etkisi altına girdiği esaret çarkına değiştirip yoksunlaşıp başkalaşarak bütün yaşam ilişkisi magazinden ibaret olan; ve kapış kapış özenip imrendiği hayranlığa tüm varlığını toptan harcayıp tükenmekten başka lafı sözü ilgisi günü güncesi olmayan ; ayrılan bölüşen parçalanan etkisiz yetkisiz ortak küme kesişim nesnesi oldurulup bitirildi insan eleman.
Bir kısır döngü ki ev araba giyim hırs fors caka güç para gösteriş dekor süs şekil icap magazinden başka hiç birşey konuşup düşünüp davranmayan özü sözü cıvık batak gevşek yavşak kaltak kostak model ve modalığa seçkin örnek yaratma kışkırtıcılığıyla aklı fikri alışkanlığı afyonlanmış tüm bir hayat; özellikle reklam medya ve hizmet sektörü gibi yeni insan avlama endüstrileriyle daha kolayca konuştuğu ettiği düşündüğü gibi de davranacak eğitimli eğitimsiz farketmeksizin tek tipliliği potalayıp aynı cenderede eriten piyasaya tam itaatle ve takiple malum mahkum müsait ve her şekil uygun tüketici kalabalıklarını ayar ve müşteri kıldı. Bu sayede botox ve vucudunu kendi bile tanımayacak değersizlik yenilmişlik ve aşağılık duygusuyla kamçılanarak beslenmiş kendine yabancılaşmayı yedirip donatan ve insanı cerrahi müdahalenin kimyası ve kişiliği bozuk güzellemece inşaat alanına evirip çeviren yaygın ve yerleşik yaşam düzenine geçildi.
Bir yerde tüm bir hayatı ekmek su gibi ve hatta ekmek sudan bile öncelikli tercihle magazin konuşup yaşamaktan başka sosyal ekonomik kültürel siyasi günü güncesi olmayan toplumsal tabana yani tediden yetmişe herkese sinmiş sirayet etmiş ayat döngüsünde soygun vurgun sömürü işgal yağma talan tecavüze açık kanunsuz hukuksuzluğun sorgusuz sualsiz hükümranlığına teslim olmuşsa, ekmek sudan bile aklı fikri sorumluluğu iradeyi özgürlüğü vicdanı onuru bilgiyi itibarı saygıyı sevgiyi öncelikli terkedip öncelikli tercih magazin yaşayıp tüketmek; her alanda ve her türlü toplumsal yıkılış ve çöküşü masum gösteren akıl fikir tutulması boşluğunu doldurup donatan etkin afyon karanlık perde ve kusursuz paravan olarak kullanılır. Terkedilen tüm duyarlı hassas hak ve sorumlulukların yeriniyse yaladıkça alışkınlık doz derece hacim kapsam çözümsüzlük bağımlılık artıran ölüm zulüm eziyet yatkını şiddet nefret kin garez yarış hırs ihtiras nispet gerilim bunalım bencillik karamsarlık kuşku endişe itibarsızlık acımasızlık güvensizlik eğitimsizlik kabalık doyumsuzluk ukalalık liyakatsizlik hukuksuzluk sahtekarlık torpil hile kayırma başıbozukluk ayrışma tahammülsüzlük ve istikrarsızlık dert sorun çalkantı sarar kuşatır.
Burada haydut harami yolsuz ipsiz uğursuz yapım yönetim kurumsal kalıcılığına bütün ülke toplum ve insan kaynakları özelleştirilmiş siyasi erki ise, iktidarı muhalefeti ortak çıkar yapı doku avansına kayıtsız şartsız işbirliği dayanak destekle ittifak ve nifak, profillerine yazılı tam kullanışlı aksam ve düzenek unsuru olma payını. ziyadesiyle yerine getirmeye danışıklı dövüş numarası sunup oynayıp sergileyen, dosya bağırtı anons hır gür tertipleşip düzenlenirler.
Bu uğurda herkes herkesten daha önemli öncelikli imtiyazlı üstün ve beğenilen olma uğruna kimse kimseyi tanımadı. Aile birey toplum dengesi tüm sağlayan kaynak ve değerlerinden hurda haşata kullanım dışı gereksizlik algısıyla dağıldı bozuldu ve yerini sevgisiz saygısız ilgisiz bağsız kimesiz kimsesiz kaçağa yalnızlıklara keyfiyete çelişkilere kuşkulara geçimsizliklere acılara ve mutsuzluklara bıraktı.
Çünkü magazinden başka hayatı olmama sosyetik özenme ve modellenme halk katının her safha yöre evre yaş ve cinsiyet gurubunu esaretine yorup üzüp boğan yüz çehre boy beden kostüm dekor gösteriş bağımlılığıyla karşı konulmaz derecede tüketim tutsağı hükmüne bağlarken , en son halş altay bile bittin ve raf ömrü olmayan sürekli değişimi her kişiye şart koşarak hayatını haciz edici sonuca ne olursa olsun her pahaya ev araba giyim kuşam tatil kimyasal ve plastik cerrahinin çoğu merdiven altı atölyelerinde olma bitme kaçışı kurtuluşu yok en fiyakası şahane tezgah tabutuna konulan gözde model ve manken manyağı yapılıp oluverdirildi.
Çünkü en başta yalansız riyasız yapmacıksız tüm samimiyetiyle ve gerçekliğiyle kendini kendine müsamaha edip kabul görmeli insan . En mümkün ve müsait çocukluğu hep ve hiç eksilmeksizin ömrü hayata taşıyarak ; çünkü doğup büyüdüğü daim hem halidir insana çocukluk; ve hiç kimsenin olmadığı gerçeklikte neyse perdesiz dolaysız olduğu gibi rol şekil tarz usul icaba başvurup gösterişe görüşme olmadığı kendini köpürtüp cilalayıp bozup parlatıp oynamaksızın, içinden nasıl geliyor ve yaşıyorsa, çığlığı kopmuş bir ıslık veya yangını çınlayışı özü itibarından olan yankı gibi, dışında da öylemesine.
Bu minvalde yıllarca izini kovaladığı alacaklı olduğu borçlusunu cami çıkışında kıstıran meçhul zatı muhterem, ‘ camiye gidip gelmekle olmuyor öyle adam ol borcunu öde Nevzat borcunu ..! çağırıp bağırırken millet cemaat önünde , Hakkari’ de üçü zihinsel engelli kardeş karda kışta kendimize bakamıyoruz sekizyüz yetmiyor bir gün bulursak öteki gün açız seslenip söyleşiyırdu.
..lafın daha ötesi şiirin hakkıydı hep..
…
KAR GÜNÜNDE KÖYKASABA
…
Bahara çıkıncaya kadar ağır ihtiyar
Sessizliği içerlere sığınmış
Kuru hasır tahta seki örtme oda eşik ve mabeyin
Yalım alaz ateşler yakıp deşerek közde külde köykasaba
Tüter dururdu ocak bucak damda bacada duman dirsek
Sobanın üstündeki alüminyum sürahi gün boyu kaynayan suya hazır
Diğer gözü patatis haşlar asideye un kavurur
Hoşafla erişte serer toplar sofra, kar buz oynar çocukluk
Tipi boran. mart gucük derken herkes ve heryer
Kışa kapanır ev bark dere tepe sofu minder ve sokak
Uzunca bir beyaz tülleri giyinip
Kapı dışarıya örtünen mevsimden sonra gün vurunca ayazın bağrına
Eskimiştir yün örgüsünü çoktan bağ çözer düğümü kopan ilmek
Eriyip akmaya cemre tüten dam pınar ve toprağa
Güneş sarar sırtı kalın gocuklu soğuk urbayı çiçeğe döner kardelen
Dağlar görünür görünmez ücrada ötede
Bağda belende yeniden
Seyfi Karaca …..Aralık/20
…
DEVİR DAİM
….
Kişiye duruma icaba zevke keyfe göre olan değişen şey değildir hayatı değerli ve anlamlı kılan devir daim.
İlim irfan sahibi bilen olanındır ve başka hiçkimsenin veya bir başka deyişle herkese dair her duruma göre ; sevgiyle yoğrulmuş aşkla derilmiş azım ve ısrarla verilmiş bir emeğin karşılık bilirliğini yorulduğu arızalandığı takıldığı hallerden sonuna kadar akıl fikir çaba gayret vicdan rehberliğinde düzeltmeye iyileştirmeye ve tamir etmeye yol ve seferber olarak, kazanımız kaynasın ocağımız ev bark olsun ilkeselliğinde kötüyü örnek değil hep iyiyi ve güzeli anda günde izde yolda güttüğü gayrete hasılı kelam yük ve yekun tutmaktır kadir kıymeti yerli yerince yaşamak
Değilse kimse kimseye bşr bulaştık tam sıvandık lanet okuyuşlarına kadar pisliği boncuk hesabından vazgeçilmez değildir.
Zaten iş oraya varmışsa dengesini durumunu yuvasını mekiğini birliğini beraberliğini bozmuştur hal yol tartı ve terazi. O eğri büğrülükten sonra kimse kimsenin ilgisi itibarı muhatabı ve dengi değildir.Boşta anlamsız ve karşılıksız kalır her türlü insan ve ortak yaşam ilişkileri. Bu yüzden nasıl olsa tüm köprüleri sınırları sokakları meydanları kapıları dağları tepeleri olayları insanları görüp gezip savuştuktan sonra, tanrı değildir ve hep bir eksiğine çağırıp seslenene yönlenip cezbettiği akşamsa yarına yarınsa bir başka yarına diye diye, kimsede bulamadığı sırrın kendi olduğuna yeniden döner sığınır başladığı gibi biten hayatını toplayıp son göçe hazırlanacağı için, her ne nasıl kiminle yaşarsa yaşasın günün sonunda yaşadım ve mutlu oldum kendimden diyebilecek çıkarımları ve yevmiye yekunu olması gerekir insanın.
Kıçı başı aklı niyeti bir düşük gevşek zibidi züppe yosma kosnük kaltak oynayan akım kur seans kurgu butik ve cereyanlara kapılmışlığın zımbasında tirtitrek ; kainatı karanlığa kuşatılmış uzayın bağsız ilgisiz tanımsız tarifsiz yönsüz yörüngesiz yerinden koptukça yurdunu insanını şaşıran savruk serseri simsiyah gök cisimleri gibi, kendini kendini kızağa koyup kandırır kazzıklar durur, kıyamete avans ayar azil haciz cürüm cevşr cefa devir ahbap alamet..
Cırık kuş cıbır yuva cılk yumurta cisimsiz kısa devre hücre dolaşımları cürümsüze ola bite yaza okuya hep göz ucunda yitikler uğrunda olma adına temsilde tantanada şamatada görünüşte gösterişte en vitrin umumda şişip sallanıp sarkıp kubaran…
Hatrın için olur olmazlarla denenip sınanarak ebedi çileye cefaya eziyete öle yıkıla mahal ve maruz kalmakla kendini beğenilmeye geçerli veya ilişki ortaklığını kabul gören bekleme sakatlığına karşıdakini kendini ve insanlığa ispata zorlayıp tıkanmak; değildir işte hatır için çiğ tavuk yeme meselesi filan değildir dostluk arkadaşlık evlilik ne yürür ne de anlamı değeri devamı olan akıl mantık işidir.
Aksi tavır tutum davranış yöneliş iz istikamet ve sonuçtaysa, oldu bitti dönüşüm dolaşım soytarı soykasıdır kendinden bile mutsuz memnuniyetsiz insan.
…lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep..
…
Sılayı Rahimden
…
Hep böyledir
Kuru ekmeğin yavan hikayesiydi bu vakitte bu zaman
Bazı kesmik çökelik
Bazı bayramoğlu bağda dağda salkım cumbul tevekten yapraktan
Tanağrımı şafakların kör vaktine kadar geceye yaz iradı güze harman
Gönlünü ay ışığında yollara vurmuş saz semai ve yalın çıplak rüzgar
Bakracını bulutlarda fikrini çorak pınarlarda ve ekin tarlalarında
Dalmış unutmuş cahil cemreler gibi günler aylar yıllar seneler
Tutunmaya çalışan dal yaprağa yaprak dala ıssız ve ören
Kar yağınca rüyasına girilmiş katıksız düş hayaliyle
Yusyumusacık yorganına saklayıp saran
Hatırasına hasretine hoş geldin diyerek zemheriden zemheri
Sılayı rahminde
Ezel günlerin
Seyfi Karaca…. Aralık/ 20
…
SERVET SÜRÜMÜ ZAVAL ZAvAR CEVAhİR 2
….
Satın aldıkları medya holdingciliği sayesinde tüm yutum davranış ilgi ihtiyaç çark çevrim dönüm dolaşımlarıyla beraber , dile hale yola kişiliğe karaktere sonsuz sınırsız bozulmuşluğun alışkanlık afyonlarını aşılayıp , kendine hiçbir ihtiyati algısı bilgisi onuru aklı fikri özgürlüğü özgüveni özgür iradesi insan değerliliği toplumsal coşkusu seçim hakkı sosyal iletişimi ve yaşama sevinci kalmamış yağma yıkımcılığın mal mülk ve borsa sahibiydiler; kiraladıkları kullanışlı araç tezgah ve aygıtlarla en mümkün ve müsait hayatından vazgeçmiş ve soyup sömürüldüğü yıkım tutsaklığını tepkisiz sorgulamadız ve itirazsız kolayca güdülebilirliğe kanıksayıp kabullenmiş tek tipliliği uydurup imal etmek için; Beyazıt Öztürk ilaveli Okan Bayülgen ‘ler ciritleyip sürdü savurdu ezdi bozdu geldi geçti bu izdiham merhalesinden; Seda Hülya Avşar Mavşar da, Athena da vardı ordaki viran çukur ambarda , Çilli Demet de Klarnet Hüsnü de, Şakşuka darbuka da, Nazan Öncel de.
Gösterdiği hünerden bıçaksız kamasız yaylım ateşsiz asla racon ve poz kesmeyen tam da ayarlı ortam uygunu kadrolu ekipli yeraltı ilişkilerini kendi başına buyruk kanun devletmiş gibi yedirip sindirten Oktay Kaynarca organize işler toplum mafyatikleştirme müessesesi; özendirip imrendirdiği toplumsal ablukaya dönük ‘ kes lan ‘ bağırtıp yırtınan kabadayı müsvettesi ahkam şiddet nefret kin satıcılığıyla , müşterisi gittikçe kalabalıklaşan dirliksiz geçimsizlik gişe hasılatı ve getiri yekununu katıldığı körler sağırlar birbirini över çekişir ağırlar İbo schoe markajında ‘ Maşallah ibo abi dizilerimiz şimdi hem yurt dışı uluslararası pazarda da sermaye ve söz sahibi’ diye diye hususi ortama sakallı formatlı kalıbını yere göğe ekrana kostüme kılıfa sığdıramıyorken, hiç kimsenin asla aklına gelmediğini yapmaya ve erişmeye nasıl senaryosu yazılı insan avlanıp en Organize İşlerle sineması avanak makaraya sarılır ‘ ın Öğrence’ sini tükürüp tebeşirleyip üflüyordu, sahte sanal kara tahtada avantası keş dövüz kaporalı Vizyontellim müdürü Yılmaz Erdoğan.
Çok sesli ve bileşenli güruh gürültü koparmaca zırzaval ve karmaşadar :
Cinni yakup
Titrek hasan
Sürtük solmaz
Dolap ilhami
Zurna selim
Teneke vehbi
Zibidi elfin
Zibil vahap
Sülük sait
Isgarta mürsel
Uyuz tamer
Üllüz bilal
Kenar mihrican
Oervane Gülizar
Bodur hilmi ve yığınlarcası bilinmeyeni çok bozuk bir denklem gibi çarkıt ve ve sallantılı çerçeveden bakıp donup kaldığı tamirsiz ve geri dönüşümsüz çöp yığını ve kargo garajıdır insansız günsüz dünya…
İçinde sayısız çelişkisi ve çeşidi çok ihraç hasar artık hurda sürgün ihmal karmaşa karanlık kahır kir gürültü nizah uyumsuzluk anlaşmazlık gerilim cinnet ve intiharı barındıran kent çıkmazlarından evveli , köyünden başka dünya görmemiş en yakın kasabaya kadar bile dünya bir özgün yaşam hikayesi olan coğrafya kaderdir’ ibni Haldun slogan söyleminde özet geçişli bir yer değildir, bilhassa keşiflerden bu yana ve keşfettikçe de akıl fikir vicdan had hukuk tanımamaya zıvanadan çıkıp şuurdan fikirden vicdandan sevgiden saygıdan tıkalı kapalı kesik ve şurdan şuraya gidiş gelişi olmayan milyonluk batak bitik rant yağma talanlarla tarumar metropol zindanı çarpık kaçakçılığın yanısırasına, saniyede varlığına tecavüz edilip sorgusuz sualsiz el konulan coğrafyası uzak fakat kendi heryerin ve herşeyin işgalci istilacısı sıfatıyla kaderini belirleyip nasıl yaşayacağına veya öleceğine kafadan karar veren küresel yağmacı sömürücü hükümran .
Minvali mevkisi mahareti meziyetiyle ihmali israfı yekunu yükünü devamına devraldığından çoğaltıp katmanlanan ocaksız bucaksız tam teşekküllü tarumardır, dünyasından kaçak kendine yılgın hissine hevesine sönmüş soğulmuş yaşam yorgunluğu.
Sudan çıkmış balık gibidir odunduz kömürsüz soba yakmadından bile ilgisi alakasını kesmiş yeteneği olmayan ; aklıyla fikriyle alışkanlığıyla oynanıp kurcalanmış ve olmadığı algıları varmış gibi özümseyip kabullenmiş kendini hatırlamayacak kadar bızulmuş değişmiş dönüşmüş bozgun yemiş ne mahle ne sağ ne sol ne ne inanç ne itibar ne birey ne halk yol artık.
Herşey karşılıklı duyarlı ve ortak kabullü sevincin taşıyabildiği kadar dengesi yürürlüğü geçerliği ilgisi itibarı değeri ve gerçekliği vardır. Bu yüzden kendi anlam yükü ve yüklemini hayatın gerektirdiği sorumlu kıldığı ve ihtiyaç duyduğu yere koyamayan her keyfi davranış aksaklık yahut ihmal, telafisi mümkün olmayan yıkım hasar kopuş çözülme ayrışma çürüme kokuşma bozuluş ve çöküş bozulmalara fırsat verip yol açar.
Sürekli kendine dolgu yapılıp biriktiği yığılmaların yükünü derdini kahrını kaygısını ve enerjisini açığa çıkaramayan her bünye bu yüzden hayata dair gerekli katılımcılığını sağlayamadığı sebebiyle içten içe tıkanır saplanır arızalanır ve kendini gereğini yerine getirmediği hayati ihtiyaçlılığın çabasını davranışını atılganlığını emeğini gerilimli kahırlı hastalıklı bunalımlı sakata bağlar .
‘Sen git hele de ben bana uyarsam yetişir durumun gereğini yerine getiririm ‘ gibisidir bu mevzusuz muhatapsızlık. Orda durup öylece beklediği sanılan hayatınsa hiç mi hiç böylesi dengi dengesi ve karşılığı olmayan bir tek taraflılığı kayda deper ne zaman ne de mekan sahibidir. Gelip geçmiştir kendi müjdesiyle uğrayıp kişiye hayata değer cevher cevahir güzellikleri armağan eden yaşam serüveni.
Hep hayattan uzak duran geri adım atışlarıyla yokluğun ödüncüne varlığını ısmarlayıp gömüldüğü çıkışsızlığı huzursuzlukla kederle tükenmişlikle yılgınlıkla hiçlikle anlamsızlıkla boğan bunaltan derinlik, içine alıp hapsederek ezdiği ve bozduğu sabit dolaşımsızlığın kişi sahibini kendine dahi taşınması zor ve ağır yük saya bile , gittikçe hantallaşıp tembelleşen ölü gün yevmiyesinden harap edip hasara uğratır.
Arada hiç bir fark olmaksızın aynı sosyete eğilimleriyle dolgulanmış yamanmış, değilse bile kendini düzenin yediği içtiği ahkamı poxu cakası afrası tafrasıyla villa müdürü uğrundan destursuz geçilmez patrontanrısı sayıyor herkes.
Gaz gelmezse ne yapacağını bilmeyen tirimntirimntitreyerek, çarpık kent kaçak yapılanma şiddet befret yalnızlık kımsesizlik zavallısı ve bağımlısı, dizilerin tiribini trübününü özene bezene arada hüzün vurgulu jilet dokunaklı yay keman hep ‘ kes lan ‘ pozundan evini barkını kişiliğini kirini zehrini kahrını zıkkımını ve ötesini berisini karakterini giyinip sıyunmakta.
Bir anda bir olgu herşey ve her durumun tarifi değildir. oysa.Eğer öyle bie karışım kokteyl olmuşsa nicel ve nitel tüm vasıflarını yitirip başkalaşmış değilmiş lakabıyla bile olsun adı sanı anılmayan ve çilesi kahrı gerilimi bunalımı öldüğüyle övünen ödünç mezarlığa dönüşmüştür.
Bu iddiada bulunan çin resmen kapitalist dolaşıp sosyaliste geçeceği mega manyaklıkla ve yarattığı algıda züğürt cıbıl zibil cıbır halk deyimli ; tüm kat ve katmanlarını tüketim bağımlılığında eşitleşen soygunu vurgunu sömürüyü tacizi tecavüzü kabullenmiş kanıksamış sosyete mutsuzluğu tüketerek kendini patron tanrıya sayan ve yaşayan gerekçeli güdümlü tutsaklık manyağına sarıp dönüşmüş sömürülerek sömürene kaynaşıp başkalaşmıştır mesela.
Yapı bileşenlerinden kavlatılıp kopartılmış parçalarla bozulmanın devinimini hızlandırarak kusursuz iyiyle kahredici kötü arasında kaybettiği aklını yolunu çıkışını kişiliğini çevresini toplumunu güvencesini özgüvenini mutluluğ mutluluğunu evini yurdunu dünyasını ve hayatını bulamamanın korkunç faciası haline gelir insanlık. Bu böyle varoldukça derdi kaygısı açığı sorunu ihtiyacı eksiği yarası kanaması hiç bitmeyecek olana hayatı pahasına kendinden vazgeçip başkaları adına sınırsız durduraksız aralıksız ve sonsuz tükenişi doyurup kandırıp avutmaya çalışmanın ulaşıp yetileceği son kaçınılmaz temsili kıyamettir .
Sibel can Hakan ural Mahsun Seda Hülya Avşar Kaya Çilingiroğlu Rasim Nagihan serap – Sümer Ezgü Serdar ortaç ibo Derya Levent Sertap Sezen aksu ahmet helebilmem kim’ gillere baka baka baka huy hüner yerleşiği param parçaya ilgisiz sevgisiz itibarsız bencil batak yıkık çökük hırsın tamahın gösterişin kolu kulu yanı acentası kölesi insan tiplemeli toplumsuzluğu aşılayıp mayalayan ara açıklığı Cem yılmaz wan men cinoğlanlığı Anadolu ateşi Hıyar Acun Athena Hadise ve Ahmet marankilerin eften püften ottan çöpten medet dileyen muhanet muhabbet tesis ve teşkilatçılığı abanıp sıvanıp söküle yamana çığırından çıktı insan ve izini yerini yuvasını yurdunu azdı şaşırdı hayat.
Aradaki dümdüzlüğü ise Oktay Kaynarca vesair havalı şişirmeli kirli sakallı caket şalvar kostümlü ‘ kes lan’ takım aksam kaynak ve parçacıkları dolgulayıp yol ve hüner belletmekte ortadaki rehin kalmış yapay zeka devri hiçbirinin salgın sürgün sefalet düşkünü diğerine farkı olmayan ve bellediği oynak kaypak algı dümen dolap alışkanlık hüner gösteriminden mevzu mektep mesken muhatap sergi davranış kalıp efor dekor cüsse celse ve meziyet edinen tutsaklık köhnesi insan unsuruna.
İnsanın kendini yılgınlık yorgunluk tümüyle bitmiş temelli tükenmiş
yönsüz yolsuz durulu özelliği özgürlüğü ve özgünlüğü olmayan hiçliği aktarıp aşılayan değil, yaşadığı hayatı onurla coşkuyla taşıyıp değerli bildiği ve bulduğu sürdürebilen ilgisi itibarı emeği çabası hazzı keyfi neşesi birikimi kaynağı zenginliği ve inancı kalmalı daima kendinde.
Dolayısıyla topraksız meskensiz zamansızlıla gide kala, ortak coğrafyası olmayanların Büyük Ortadoğu planlı projeli ihalelerine varını yoğunu harcayarak yoplum hafızadını tepkisini ve duyarlılığını örtüp Vizyontellim kiralık sanat edebiyat sinemasından birlikte ve beraberce perdeleyen Medya ortak çıkar holdingciliğiyle gelinen noktadır ABD yaptırımlarını muhatap alıp maruz kalınan AB çilingirli alengirli vahamet.
Yoksa saplanıp kaldığı tükenmişliğin bari değseydiyle sonuçlanan dileği emeği gayreti kendine hiç bir şeyi kalmama pahasına harcanıp boşa gitmişliğin pişmanlıklarına ahlarına eyvahlarına çelişkilerine kahırlarına yakınmalatına ağıtlarına yakarmalarına ve muhtaçlıklarına devrilip depolanır mıydı bugün öylesi böylesine zavar zeval sefil müşkül ve müptela dünya hayatı..??
…lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep..
……
Cemence
……
Ne mi yiyorum
Bu saat bu vakit bu mevsim bu kis bu kar firtinada
Muhtar gelse söylemem
Iskarpinci murtaza gelse söylemem
Sobaci kömürci oduncu kibritci gelse söylemem
Estrikli kubat gelse söylemem
Halici ümmühan gelse söylemem
Sintir imine gelse söylemem
Kostak nazli gelse söylemem
Kurrabiye kaymakla gelse munise yine
Yaza gidek hadi dese bahar gelse söylemem
Hadi sizin gül htiriniz olsun..
Caman..
Booool sarimsakli acili herkesin bildigi sultanlik
Caman dürdüm sardim yufkaya
Kuruldugum konum devrin nevri aralik
Keyfim zevkim sefamsa
Degme gitsine karli kisli cemencem..
Seyfi Karaca………Aralik / 20
………..
SERVET SÜRÜMLÜ ZAVAL ZAVAR CEVAHIR
……
Tutumlu temkinli tedarikli yasayip kullanmali insan eldeki akil fikir duygu düsünce imkan ve ömür nafakasini. Paylasmak yardimlasmak karsilikli katilmak katki sunmak elbette ki tüm diger toplumsal birlikteligin ve aidiyet ortakligina dair asla vazgecilmez kiymet ve degerlerdendir. Fakat her seyde oldugu gibi sürdürülebilir kalici inandirici saglayici kaynakliga ihtiyati sorumlulugu bilgisi ilgisi ölcüsü düsüncesi kavrayisi anlayisi dengesi ve yaklasimiyla birlikte kendini dinc diri saglikli tutacak sekilde yorulup hizmet etmedikce, her cagiranin yükünü sorununu iradeli hayir diyememe sebebiyle ezilip üzülmekten kapilip gittigi savrulusa hevesini arzusunu coskusunu enerjisini harice harcayarak erir biter tükenir .
Bu yüzden de kendi haline birakmadigi savulmuslugunun yiktigi tükettigi enkazda olumsuzluklardan baska arta birseyi kalmamanin mutsuz memnuniyetsizligi sarar sarmalar gününü ögününü. Sonunda da buradaki tükenmislik harabesiyle aynisini bekledigi olasi karsiliksizlikta tüm yapip ettiklerinin deger anlamini bulamadigi pismanlikla, kahirdan lanetten matemden baska eldesi avuctasi kalmaz.
Bunun icin ne bencilliktir ne acimasizlikla ilgisi alakasi vardir, olan hayati gücü vari dirayeti ömrü zamanindan artani kadar yasama sevincini ve enerjisini sürekli tazeleyip yenileyen kaynak esasinda akil fikir ilgi düsünce yorup davranarak kendi önceligini özellikle bakip gözetip kollayip koruyarak ölcüyü ayari ilgiyi itibari iliskiyi ve paylasmayi toplum katinda anlamli gecerli degerli kilmali insan .
Icinde toplanmis bölük pörcük yalnizliklarin ilgisi bagi alakasi yakinigi sözü yolu sohhbeti samimiyeti kopmus kaybolmus ve danisip paylasacak hicbir yasam degerlisi pay ve paydasi kalmamis paramparca iliskisizliklerini sürükleyip sürünerek, kendini kodlayip kiskirtan her türlü kirli zehirli lanetli kahirli öfke kin nefret siddet hir gür nizah gecimsizlik mutsuzluk ayrisma bozgun afra tafra güdümlü yabancililigin yozlasmis cürümüs kokusmus iletisim özürlülügünü ve hayatina sürekli anlamsizlik yükeyen gerilimini bunalimini kisir döngüsünü dolup bosalan ören-viran hücresidir ayni ortamda yasayip da hem maddi hem manevi evi barki katilimi tanimi tarifi yurdu yuvasi olmayan zorunlu ölü barinagina muhtac ve mahkum, sözde lafta surette gösteriste vitrinde askida sekildeki kimsiz kimsesizlik.
Hayati pahasina ancak özgün degerbilir saygiya deger özel ve istisnai durumlardir insani tüm yasama sevinci ve hevesiyle beraber cekinmeksizin ve esirgemeksizin yola hale gayrete koyacagi fedakarliklar özveriler. Sonsuz bir acima merhametliligini giderek vazgecilmez bagimlilikla hayatin her olus bitis davranis duygu düsünceleri yerine koyarsa insan, dünyayi ve insani baska deger kiymette algilayip idrak edemedigi cikisssizlikta adeta her firsati zavallilik besleyen ören viran vaka ve felaketlerinde kendini tamamlayacak olan arayislarda döner kivranir. Hayati pahasina baskasina iyilik güzellik ederek kendine tüm his ve duyumlari tahrip ve tarumarla eziyet yük yorgunluk bikkinlik vazgecmisliklerden baska hicbirseyi kalmamayi yikilip cöken bitmis tükenmisliginse, aklin fikrin mantigin ve vicdanin alip kabullenecegi is degildir.
Böylesi ilgi itibar cevre toplum odak veya insanlik kazanacagi inanciyla kendini sonsuz ihtiyatsiz bitirip tüketierek baskalarina saglayacagi rahatlik ferahlik fayda yardim güvence teminat yahut herhangi bir sonsuz limitsiz dayanismaci destekleyici iyilestirme asiri aliskanlik iyimserligi , bir yerden sonra tasima gücünü katilimci hevesini haz alma istegini ve paylasma sevincini tümüyle kaybedip geri dönüsümü mutlak hayal kirikligiyla sonuclanacak olan pismanliga ve karamsarliga yerini birakir. Kendini kullanisli aptal ve enayi yerine kodurma, gücünün disinda fazla ve cok gösterme, yanlis beklentilere gereksiz pirim verme gibi sayisiz hata ve hasarlara meydan veren celiskileri oldugu gibi, kendini insanüstü varlik sifatinda algilayip derdi sorunu insanlik varoldukca bitmeyen herkese ve her yere yetisme sansi ve imkani da kesinlikle olmayan vahim vakadir.
…lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep….
……
LONDRA DRAMATORYUM
…….
Damdaydilar..
Londranin bulanik serin yagmur ha geldi ha karla karisik
Polis de vardi arka dekorda
Mantar kafa sac kekil degillerdi gayri o köprünün altindan cok sular
Kafayi beat bit kokain dumanlayip tozutarak
Tibet mibet gezmis paraya para demeyen söhretliligin caket ve ayak tozuyla
Damdaydilar sondan önce sagda solda serpistirilmis insan dekorlari vardi
Durum oldukca dogalmis gibi fakat
Sayisiz sinema kamarasiyla ayarlandigi kurguyu ele veriyordu londrat
Kontratli ortam
Sanayi devriminden bu yana evveliyati yaygin yayilmacilik korsan zaiyat
Dünyayi kürek mahkumluguna kusatip kölelestiren kesif ve kundakciliktan
Azmis bir canavar gibi sarip kusattigi istilalari üstünde günes batmadik
Denizden karaya
Karadan denize
Gökten yere kitalardan kitalara ulasip erisebilen azamet mühimmatiyla
Yetmedigi yerde dil din etnik kültür bozmacali afyon erozyon..
Anglasaksonik…
Angillar ve saksonlar germanistiginden savas silah ve endüstrik
Kundagindan mayali malzemeli dogma büyüme sesli seyyareleriydi
Akardunu kilise motifleriyle köklü örülü
Özel giyinerek ve hic eksik olmadiklari aile boyu kibarlik gösterisi törenden
Biraz caz
Biraz gospel
Biraz rokin
Biraz step
Biraz contry
Biraz dans twis düz ve capraz carliston
Mayasina madde karismadik müzik ve müzakere birakmayan Beatles
Kralna kralicesine üstün hizmet madalyasiyla
Teyyare indirmedik pist kasip kavurmadik
Ülke
Salon
Meydan
Pilak performans konser ve anons birakmadiklari
Ingiltereyi ingilizcesiyle alistirip uyusturmanin tanri kadar idolünü
Tüm giysi kusam sac motif model sofra kap kiliflariyla beraber
Her hal ve hareketini taklit taklide özenip tapinan
Tüm dünyayi itibarsiz iradesiz idraksiz
Kullanisli kimliksiz kisiliksizlige cigirindan cikaran
Bugüne dair dünün yolunu yapip yönünü isaretleyen tek tip insan önegi
Yeni dünya düzeninin acilim öncesiydiler
Ve her türlü soygunun vurgunun isgalin yagmanin tecavüzün ve yayilmaciligin
Ettigi ve isledigi insanlik disi yaratikligi masum göstermeye
Önünü üstünü örten ünlü söhretli sör müzik ve zirhli silahsörleriydiler
Damdaydilar bir ara ve sona dogru
Ayaklarinin altinda sayisiz köprü ve londra vardi
Dogu klasikligi paranin kuyusunu bulunca kendini ilah sananin aksine
Parayi bulup söhretin zirvesini asinca sigamadilar ..
Kuramadiklari anlam yoksunlugunu gidip dogu mistizminin
Esrarinda tütün cekerek bulmaya calistilar
Baktilar ki kök kiliseden algi aliskanliksa soyan sömüren
Üstünde günes batmadik ölüm zulüm ganimetinden
Edemediler hücrelerinde kayitli mayalanmis hirsa ihtirasa geri döndüler
Ve artik tasiyamadiklari birbirine dahi katlanamama cinnetiyle
Calip cirpip kurduklari kralligin satosunu sovalyeciligini bozup dagitarak
Birer birer azaldiklari plaklardan ganimet bölüsüp ses soluk kesisip
Mac Cartney en son soguk bogunuk piyanonun basinda
Matem havali pörsük pörcük darma dumandi
Con lennonsa ünlü söhretli krallligin Beatlesi olarak
Terkettikleri bu dünyaya kör sagir olmaktan bikmis berbatta
Grevler
Acliklar
Kalabaligi arttikca artan yeryüzüü iniltilerini
Bir iki kareye sigdiran viyetnam savasi klipleri arasinda
Bembeyaz
Sisli puslu dünyasi toplumu insani hikayesi olmayan hayalet bir kovulmuslugun
Japon yüzlü iki kisiyi tek katli bir zeminsizlikte stunlayip mezarlastiran
Sessiz melankol dramatik
Con lennon hayalet ve cok pencereli beyazlikta beatlesten en son
Yeryüzünden uzak
Kayip bir tabut gibiydi
Seyfi Karaca……..Aralik / 20
………
EZEL TOPRAGINDAN VADE BOZUNCA DiRLIKDÜZEN 5
…….
Basta ayaga tepeden tirnaga veya kökten sacaktan dala salkima sarmasiga uca bucaga, baglantisi ilgisi duyarliligi hissi hassasiyeti tasidigi hayat kadar diri canli ve saglikli gereklilikleri yerine getiren damar yol kaynak iletisim ulasim erisim dönüm dolasim bütünlügünde durumunu ve dengesini sagliyamiyorsa, kacinilmaz sonun ugrattigi ihmal ihanet keyfiyet basinabuyrukluk tembellik hoyratlik savurganlik bencillik bagnazlik sorumsuzluk liyakatsizlik lackalik bosvermislik kabalik ve umursamazlik yaklasimlarina pay ve pirim veren hasar yekunuyla, icten ice urlastigi ruhsal ve bedensel ölümcüllere davetiye cikaran kendi haline terkedilmisligin basibozuk hükümranliginda hicbir doku hic bir yapi bütünlügüyle yasamsal bagini aidiyetliliini ve itibarini kuramadigi cöküsün kokusan cürüyen irinli sorunlu iltihapli bastan ayaga veya sacaktan sürgüne topyekün bünye enkaz yikimina dönüsür.
Tek basina birey veya aile gibi, akil fikir vicdan bilgi beceri liyakat cesaret duygu düsünce sevgi saygi fedakarlik duyarlilik ilgi itibar haysiyet ve hassasiyet tutum davranis yaklasim yogunluk ve titizligiyle kisinin kendine veya ailesine nasil göstermesi gereken özenin aynisi toplumunun sikayetlerini duymaz görmez tanimaz bilmez saymaz umursamaz ihmal ihanet veya keyfiyete terkedip koyarak, kendine yüklenilen yüksek irade sorumulugunu ve duyulan sosyal siyasal kültürel sayginligin karsiligina bünye bütünlügü bozulmus soygunu sömürüyü talani vurgunu torpili kayirmaciligi hukuksuzlugu zorbaligi sahsi cikariligi yagmayi ve her alanda acik veya gizli mafyalasmayi dayatip diretiyorsa, konusu insanlik ölümüne kanunlasarak gömülüp kaptilmis bu kusatmanin akibeti, herkesin kiran kirana yüklenici ve kodlayici yapisi her türlü olumsuzlugu önceleyen yikimdan kendince pay sahibi olmaya kendi fiilinde ve buyrugunda, ortadan kaldirilmis boslukta birakilan devletin yerini doldurmaya kalkisir.
Yani traktör pullugundan, sürekli sanayi ve zirayi verim artiran kimyasal tohum ve gübre torbasindan cok daha anlamli icerikli kapsamli dayanikli dirayetli islevi ve degeri olmaliydi topragin. Evlerin en ön safta insanina calim atarak ekip avanak yerine koydugu fiyaka ve gösteris zirve cukurundan cok daha tepeden tirnaga akla fikre vicdana saygiya sevgiye sorumluluga dayali veya bastan ayaga katlanilabilir tasiyici deger huzur aidiyet sicaklik samimiyet sevgi onur güven itibar bilir gercekligi olan horantalar yasatan yurdu yuvasi olmaliydi. Egitim saglik sipor sanat ekonomi ahlak bilim ilim gida ulasim iletisim imar mevzu ve meskense, yine ruhla beden arasi bastan aya veya temelden topraktan sonsuza tüm bu saglayici ve tasiyici hal dil ilgi samimiyet iz yol yordam haysiyet ve hassasiyetlle devrini dengesini kurup yorup esirgenmemis emekerden kurumsallasmaliydi.
Eksik ziyan ihmal ihanet umursamazlik liyaktsizlik veya ihanete ugratildigi her asama adim mevki makam mertebe yikim yagmaciligindaysa kendini yokluga koyan birey aile toplum ve devlet ara aciklarini tüm bunlarin yerine kendini koyan firsatci yagmaci sömürücü asalak yavsak unsur öge ve elemanlari kaplar donatir.
Sonra da adeti miktari siddeti ayari cöküsüü cullanisi sapkinligi dehseti acimasizligi haksiz hukuksuzluk cark cevriminde her gün amansiz artirimlarda bulunan ve gerilimi bunalimi nefreti ölümü zulümü alisarak yasayagiden kaniksanmis özümsemis kabullerle belaya bulasmalarin dengesiz mutsuz günlük güncesini ve bagimliliklarini hayatin vazgecilmezleri sayan, umutsuz direncsiz tepkisiz iradesiz yetkisiz teslimiyette, hayati kurcalandikca kullugun köleligin kusursuz itaatliligini sürekli degisen tezgahlara uygun yazili rollerin güdümlü hizmetini gören insanlik enkazidir ulu ortaliklarda sürüklenip sürünen.
Yoksa…
Hic akla gelecek sey miydi, demokrasinin geregidir protesto cekmek kesinlikle yasak men ve haramdir buyruguna kafadan kontaki fermanin bastan ayaga veya tepeden tirnaga veya topraktan temelden sonsuza köksüz sacaksiz akilsiz vicdansiz ekollü, birgün bir gün olup korkulri yokluklari hiclikleri yol dil bag baglatisi kopuk beden bünye ruh ozulmslugu devletsiz toplumsuz sirf tketüm kulu kölesi birey ve unsuru ögelemeye , kiskirtilmis kaplanmus kabuslarin zindanini örüp örgütleyerek, `korona var haaaa, sakin ola akliniza fikrinize özgürlügünüze beleginize edebiyatiniza dilinize sevginize saygniza düsünüp davranmaya kalkismayin, yoksa görüldügünüz yerde mihlanir mimlenir dislanir kör kötürümlere sicil kapak kilit vurularak damgayi yer darma duman olursunuz..` miknatis makas dügüm sarj maksat niyet kurgu manset manasina gelen ; ve izinli müadeli KARiNEYLE ancak; havaya suya sokaga daga köye sehre oraya buraya iceri tikanmis modern ilimli fennili dayali döseli tikanmisligi, kim nasil adi sani hic bilinmedik evrene ve günü gündemi hic bilinmedik ebta boyuta caga , `nasil olsa kolonlandiniz lazim oldugunuz kadar kullanisli cekmecede ve tüketime özel kullar köleler icat numunesiniz ` korkularina ve ihtiyaclarina yenik dijital dünya ablukasi düzenlenip devreye sokulacakti ki…?!
…lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep..
…….
FON DiP KULUCKALAYAN ARIZALI ATÖLYE
……..
Akli fikri onuru itibari bilgiyi cesareti sevgiyi saygiyi özgürlügü degil
Sorgulamayi degil katilimciligi degil etkin irade sahipliligini degil
Kararliligi degil özgüveni degil paylasimi degil sagligi degil saglam duruslulugu degil
Zaafiyetten karakter cikartacaksin diyor
Zaafiyetten…!
Sen bir oyun sahibi oynayanlar tezgaha oyuncak oyunsa kim..
Ne kadar daha fazlasini bastirip kapiyor kaciyorsa hic tartismasiz ona ve oraya
Meydani bos maliyeti sifir getirisi tam ekran sinema ve sosyete salon
Ortami buldunmuydu avlayip zaafiyetinin tepesine cökeceksin diyor
Hiiic kolay yürütmeyeceksin
Zorsa
Daha zora sokacaksin
Daha zorsa
Hic cikisi kacisi cözümü umudu hevesi hissi yoga gasp edip zehirleyeceksin ki
Bir daha kendini hatirlayip ayikamasin temelli uyusmus olan hayran kitle numune
Bulmacayi kendin saklayip kendin cevaplayacaksin diyor
Öyle yapacaksin ki senden baska ne uyanik cin kilidini kimse farkedip bilmesin
Sürekli catismayi köpürtüp kiskirtacaksin da diyor
Cok güzel hareketler bunlar güldür güldürcüsü
Besiktas kültür merkez tesis terminal firikik ve karambol sahibi
Eski günlerin yenisi mükremin…
Daha yutkunmadan agizda dagilan acliklari hayalen bastiran
Yol kenari bir dünyada nesnesi olmayan pazarci piyasa gibi
Bir düdük ötüyor acayip kokteyl karisimli kafa bulucu
Fedakarlik özveri emek hak hukuk inanc itibar kisilikli olmak degil diyor
Duyarlilik dayanisma vicdan bilinc bellek direnc kivanc hassasiyet degil
Düsünerek dik durarak el etek öpmeyerek davranmak degil
Öncelikli ilk önemli ve esasli olan
Hayatiyla oynanip kurcalanmaya yatkin kisideki zaafiyet eksik gedik acik
Yetersizlik yenilmislik itibarsizlik düsüklük caresizlik noksan ve kusurudur diyor
Tam orayi buldunmuydu cök cullan
Yumul gitsin tombala da bulmaca da vurgun da vole de senindir
Kacisi iflahi yoktur gayri diledigin hayat esiri kiskivraktir
Istedigin kalabaliklara birbirini benzer kopyaya artirip
Ve kendi hayatina yedekten uzaktan seyirci gibi afyonlanmis bakislarla
Gömülüp gitmistir afaldaki maval..
Diledigin mikatar ve müddette kendini begendirmek sana kalmistir
Hep rakipsiz
Daima birinci bilinmeye herkesi ve herseyi arzun keyfine göre kullanip
Zibil gibi harcayabilirsin üfürüp okutup ögetiyor
Afis plakasinda ögrence yazdirarak devlet kapisina attigi terete kapaktan
Takvimdeki en son günün nasil cözümsüzlük kiskirtarak
Malum buralara geldigini catistikca zaafiyet yaratan
Malum her darbe kendinden sonrasini garantiye nasil alir
Nasil otomatige saglam baglarsa kalp gözü ve sirlar dünyasi yanisirasina
Kalici ve kullanisli ezikligin sanatini sinemasini edebiyatini dilini kentini
Insaniyla birlikte kusursuz kulluk kölelik itaatliligine mayalayan
Bop acilimlariyla da kendini resmen disa vurup
Ne hisseden toplum avanakladigliya kac paraya gittigini ilan eden
Zaafiyet yarattikca ayrisan bölünen uzaklasan eksik gedigin
Toplamda hepsinin sembol figürüydü ögrence önermeli Yilmaz Erdogan
Gerilim bunalim siddet nefret taciz tecavüz güdümlü ve bagimlisi
Gecimsizlik dirliksizlik acizlik degersizlik günlügünü
Kendiliginden soran söyleyen bulmacaymis meger
Bop siparisleriyle serbest piyasa pazarlarinda türlüsü cesit
Ve yeni dünya düzenek baz istasyonunda ekistraci ustura avans ürün
Her varligini oniki eylüle borclu oldugu halde palavradan kenar kiviran
Türkiye Cumhuriyeti`ni yagmalayip yikip talan tarumarlarla yakin takibe
Yikilacak olanin yerine bop acilim anayasasindan yenisini
Üstüne yazilan rol payi kadar sanat sinema bulasip boyanarak
Ede bula toplumun bugün
Nasil bu hale geldigini acilim seckin sanatci ögesi Yilmaz Erdogan
Kullanici müsteri yogunluguna bakacaksin diyor
Zaafiyetinden ve catismalardan sag cikamayana göz dikeceksin
El koyacaksin
Icine dalip disini kusatacaksin
Öyle bir firildaga cevireceksin ki
Dünyasini adini ismini cismini unutup felegini sasirtacaksin
Evin barkin aklin fikrin yolunu bir daha bulamamaya oynayip kurcalayacaksin
Begeniliyor
Hasilati söhreti yüksek gise rekorlari kiriyorsan faso fisodur gerisi gayrisi
Tatildir heryer sana
Mühür de sensin müdür de sensin mühim olan da
Tikir tikir isler yolundadir makina ve dükkan koyver salla gitsine
Saatin nasil gectigini bile bilmeden ne anladigini anlatiyor sahte tenefüse
Yalan sinif ve salona
Artiran varsa sanat edebiyat söz fiil fanus fasarya
Renkli renksiz sinemadan kim hangi bozuk karaktere kaca gider
Tutulmus hesabin diger recep ivedigi hükümet kadini avrupa yakacisiydilar
Eyvah eyvah gora mora ayni icaba istiraken
Fon ayni fon
Bop ayni bop
Piyasa ayni serbest piyasanin
Catismalarindan ve zaafiyetlerinden acimasizca yararlanarak
Hayati kaymis tüketim tutsagi kulu kölesi
Insan türü ve toplum tipi mayalayip
Aslindan neslinden mahrum ve murdar eden
Seyfi Karaca…………Aralik / 20
…….
EZEL TOPRAGINDAN VADE BOZUNCA DiRLiKDÜZEN 4
…….
Traktör direksiyonundan moda mankenliginden cant fiyakasindan teker izinden eksoz dumanindan aksesuar parlakligindan cekmece gacur guurtusundan ev esyasindan süs kostümünden donanimli dekordan cep sinyallerinden özenti bagimlililigindan ve gösteris manyakligindan cok daha fazla sey olmaliydi hayatin ekmegini suyunu sofralanarak; dünyasini topragini ekip bicip devraldigi dünü yarina eksizksiz israfsiz yalansiz haramsiz ve ziyansiz insanakli – kalbi kadar ertemiz duygu yol ilgi itibar fikir mantik ahlak aliskanlik sorumluluk vicdan karakterinde beslenmis büyümüs vicdan inanc kararlilik tutarlilik özgürlük irade ve düsüncelerle, en kutsal yükü insanligina ihmal ve ihanet etmeksizin hic bir keyfiyetin mali mülkü esiri kulu köpegi olmayan gelecege kurtarip kotarmanin anlamli degerli ilgili bilgili gayreti ve cabasi.
Fakat günümüz yeni dünya küresel -global hak hukuk yer boyut derinlik kapsam sinir tanimayan, ele gecirilmis aklin vicdanin sorumlulugun duyarliligin paylasimin fikrin özgürlügün ilginin itibarin kisiligi kuluk kölelige muazzam itaatllikle mayalanmis el kiri en elverisli tüketim kölesi bagimliliklariyla ezilmis bozulmus hayatini dünyasini toplumunu ve kendini titizlikle özendirildigi tutsakliktan daha anlamsiz enik yitik muhtac mecbur ve degersiz bulan insan yignlarina kini nefreti catismayi zaafiyeti yoklugu hicligi ölüm zulüm günlük güncesinde tüketmeye sart kosarak patron tanricilik eden vurgun soygun yagma yikimlar düzencisi haydutlar gammazlar ganimetciler sürüsü ve yeryüzü yaratiklari,aslinda hic biri bir digerinden farki olmayan INSAN TiPiNi ve YAPAY ZEKASINI kundakladiklari yikim sistematikli toplumsal cöküs atölyelerinde sahte soyut ilgisiz ruhsuz itibarsiz ve istikrarsizliga klonlayip; yasadiklari ve tükettikleri ayni gerilim bunalim ölüm zulüm mutsuzluk dirliksizlik gida güncesi olmasina ragmen , amansiz bir kutuplasmanin önlenemez ayrisma ve catismasina kul kurban gitmekte.
Bu baglmda sevgili ülkemiz Türkiye`de bundan nasibini alanlarin ilk ve en bas liste sirasinda buraya kilitlenmis ve odaklanmis cark cevriminin bilhassa ve özellikle Oniki Eylül darbe bindirilisiyle ortam sartlari en uygun müsaitlilige kosullanmis isgal yagma yikim saldiri ve tecavüzler icin depar attirildi.
Her darbe kimyasi geregi alt yapisini saglama baglayip kalici geleceksizlige bina etmek icin kurulum ve kurgusunda karakterestirdigi en son tahlilde parayla alinip satilabilen tahvil ve tedarikle ajan, piyon, kiralik, usaklik, sanat tarikat bilim siyaset edebiyat müzik ulasim iletisim moda magazin makam mevki ve mercilerini kendine özel aga örüp yapilandirarak donattigi tutsaklik mahkum ve esaret carkinin sürekli ve devamli dolasim destek kaynak darligina düsmeksizin dönümünü temin ve tadarik eder.
Ayni hayati kullandiklari halde Oniki Eylül temel tetikli ve dayanakli PEKAKA acilimlarina anlam icerik ve itibarini coktan degismis dönüsmüs yitirmis esitlik özgürlük kardeslik gibi sadece yazili sözlüklerde tarifiyle kalan laf gevelemelerinin kurulu düzenegin en müthis marabacisi ilerici aydin soluyla, türlüü cesit hirsiz haydut harami mafya hain karisim kozmetiginin anayasadan Türklügü , Atatürkü ve Türkiye Cumhuriyeti`ni yazildigi yerden silmek icin can atan ittifakin milliyetcisi muhafazakari dincisi piyasacisi bezirgani ve tarikatcisi, ayni tükeim Aveme`lerinden apartman boyu carpik kent tutsakligi kodlanmis kütüksüzlügü kullanip harcayip tükettikleri halde sürekli birbirleriyle sanki farklilarmis gibi dögüstürüp sögüstürüp catistirip bogusturup bataklastirip bunaltarak, ana maddesi ölüm zulüm mutsuzlugu olan kitlik kiranlari harcanip tükenmekte.
Ve bu kapsamli kimsiz kimsesiz yalnislasmaya hapis kendi degerlerinden coktan yabancilasmis ve kodlandigi gibi güdülmeye bagimli tüketim tutsakli cenderede uygun üretilmis sanat sinema müzik medya iletisim arac ve gerecleri, Yilmaz Erdogan önerme örneginde kapan kacana yagma yikimlariyla kendi olmayan yapayliga nasi klonlandiginin bile farkinda olmayan sosyal siyasal toplumsan ekonomik cöküsün ana damariniysa, sultasina gelip de hic gitmeyen BOP yapilandirmali kafa- kolluk kadrolarla diktasi hic degismez Mehepe, Cehepe, Iyi Parti, Hedepe, Büyük Birlik , Saddet ve digerleri, Akepe tipi kök ve civar temelinde Kalp gözü ve Sirlar dünyasi cin fikirliginin yanisirasina magazin medya Organize Isler Gora`sini Kurtlar Vadi`sini Bihterini Kivanc Altug`unu hormonlu ödüllü sinema Buyday`ini Bir Zamanlar Anadoluda`sini ve Vizyontellim BE Ka Me müdüriyetiniokkali avant ave avaslara memur ve mezun etti. Ve halen de hiz kesmeksizin bu yagma yikim cevrim carki vites yükselterek tirmanisina devam etmekte.
Yani…:
Traktör direksiyonu sallayan pozundan coktu ve daha degerliydi toprak. Insansa apartuman sahibi olduguna kiritip kiriten boyali gidali klonlanmis ahmakliktan cok daha söz sanat ilim irfan kisilik karaktere deger bir hayatin yasadigina anlam verip onurlu itibar katan sevinciyle mutlulugun hak yük ve pay sahibiydi.
…lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…
…
ARASIRA..
…
Arasıra
Satırı sararmış sayfaların dibine kırgın küskün not düşen
Hükmüne el konulmamış ve toprağına talan uğramamış serinliklerde
Kollarını yana açmış ve Yarası sızısı derdi çaresi
hele neymiş diye günün ilk ışıkları
Say ki yeşermekte çağla yaz olmakta zerdali dalıydı Amma fakat,
Cadde kenarlarında tamı tamına fosforluk edip dünyasına hor bakan oynak kaypak cürüm
Cıngılcaklı maddeler gibi ışıl ışıl
Hem renkli hem fiyakalı darmadağın gösterime daim
Süpürenin süpürgecisi çöpmüş zibilmiş
Eşkiya dünyaya öyle böyle değil çoktaaaaan
Bağlandığı dolaşımda büküşük bitişik vızır vızır …
Profösör dediğin harami çentesinde makinasını bükünce
Kendi ölümünü peşin içmiş bir zehirli yemin gibi
Pılısına pırtısına çeşidine türüne tezahüratına protestosuna daim
Hadi sıran vaktindir fırla diyene hemen de hazır
Delirmiş bir paslı çakı kınından yamulup öten militana dönüşünce
Kim olduğunu fazlasıyla ıspatladı yenilmişliğine rehin düşen hayat
Yenemediği öfkelerini ve alamadığı intikamlarını şiddetli kargaşalara boşaltarak
Ciğerine duluğuna kimyasal gazlarla fiyakalı şişkinlikler üfürülmüş balon değil de ya ne
Cakası cilası yerinde fakat itibarı içeriği zıkkım zehir
Aksesuardan ibaret değil de ya kim…?
Baktığı şiddetli tavizci öğretilerden hüner belleyip suça bulaşan batak
Hayatı sönmüş kökleri kurumuş ölüyü kalıbında canlandıran
Didik deşik kadın erkek pisiko sosyopat kriminal
İç içe geçmiş terbiyeye tenezüllü talimle
Bu çark taksitli peşinatlı taklidi yahut esasın
Kıyasıya pazarlama haraç mezatıdır güğüm de kasnak da çivi de kalas da
Örselenip incinen ud değil ihtiyat değil gam değil günah değil hata değil haram hele hiç…
Ar namus onur vicdan saygı güven duyup tınmaksızın
İnsan da satılır alana hayal de gofret de gazoz da telli telsiz cihaz da
Bu yüzden ağırdan alıp
İnceldikçe uzayan gitarın sabaha hüzün çaldığı kederinden
Didiklenip deşildikçe içini dışarı gösteren boyalı camlar gibi değil
Saklandığı yüzeylerde
diri ve tazeyken ruhu bedeni üstüne çökülmüş çullanılmış yaşama hakkının
Çapul yağması kınında beslenmiş kin ve nefret söylemli eylemlerle
Devamlı saldırgan sürekli doyumsuz illa mutsuz kesinlikle huzursuz ilim bilim sanatının
İnsanlık namına ekilmiş öldürücü tohumlardan
mahremiyetine masumiyetine
Diriltilirse ses verir oynar kımıldar bazan
Ölümünü kabullendiği sandık hayatdan arasıra insan
Seyfi Karaca….. Aralık / 20