Ziyaretçi Defteri

Köylümüzle paylaşacağınız ne varsa buyrun, yazın …

Yorumlarınız site yöneticisi tarafından onaylanacaktır. Uygunsuz haller silinecektir. Bu uygulama virüs, spam yada uygunsuz bağlantıların paylaşımını engellemek için zorunludur.

  1. ….
    COK PARAGRAFLI ACIK SECIK PARANTEZ
    …..
    Solon Yasalari ve Roma Hukuku, birbirini tamamlayan gelisim -dönüsüm sürecleri icerisinde kendi caginin en basta Felsefe`yi emekleyerek büyüyen coklu paragraglarin alt yazilarina ve üst basliklarina dinleyerek konusma gücünün acik ifadesini ortaya koyan tüm kavramsal derinlikleriyle sanati siyaseti dili yaziyi akli fikri kültürü bilgiyi ilgiyi meraki sorumlu kilan; ortaklasa toplu cikarimlarin matamatiksel dogrulama islemlerinden de gecirerek; DEMOS-KRATIOS cigligi insanlik hayatina parmak kaldirip söz ve yetki hakki istedi.
    Her ne kadar Perikles ve Sezar sapkinliklari bu sekliyle sadece hikmeti ve hükmü kendinden MENKUL; yani yabancilari, köleleri, esirleri, yolculari ve hatta yer yer sefil-yoksullari insan yerine bile koymayan; en ilkel haliyle mal mülk egitim otorite edinme dahil vatandaslik özgürlük esitlik hak ve yetkileriniyse sadece kendi soyundan ve hatta sadece soylular zümresinin imtiyazlisi olanina -SERFLER-TIRANLAR siniflandirma baglaminda – münasip ve reva gören; servet sahibi azinliklari sagda, yoksul kalabaliklari solda oturma düzenine göre yerlesmis TEMSiLCiLER MECLiSI bir salonunun tafraflari dengeleyen ortak birlesim yerinde devlet mührüne sahip -yine ilke usullerle secilmis – idare OTORITESI oturuyordu.

    Yani yarim yamalak da olsa DEMO_KRATOS`da sonradan yüzyillarla ilerleyip bu günlerin düsünerek hayati yormayi tohumlayanFELSEFE topragindan görüsüp tartisip danisarak bilimselligin DENEYiM ve GÖZLEMLEME gücüne erisinceye kadarki AKILCILIGIN etkin yetkin oldugu sürecte, er iki taraf ortasini devletin ( KAMU HAKKI, AKLI , YETKISI ve VICDANINI temsilen ) DENGELEDiGi bir cesit `Gücler Ayriligi` yürürlükte ve devredeydi.

    Perikles Pers SAvaslari bahanesiyle zaten zar zor olusmus Yunan Birligi`ni sadece ATINA Kent Devleti cikar ve menfaatine kalkinmis gelismisligi diger bütün yönetim yerlerinin hakkina hukukuna tecavüz ederek öncelikleyen ve tüm siyasi yetkileri temsilciler meclisini devre disi birakarak elinde tutmaya basladiktan sonra islem bitti, olay yikimdan yikima sürüklenmenin kiyametini baslatti. Cünküüü…

    Cünkü düsünmek insanin en büyük serveti ve zenginligidiyse, düsünerek DANISIP kendisini herkesten evvel sorguya cekip yüzlesebilmenin cesareti olgunlugu ve yetkisiyle; her olan bitenlere dair ihmalsiz erinmesiz ihanetsiz günü saatiyle; hayati, toplumu, dünyayi, eksigi, fazlayi , ilgiyi, meraki düsünüp acik veren yerlerinin teminatina göre YORUMLAYAN cikarimlarin hissedari olmak; toplumu gelistirir, hayati dönüstürür, insani ihtiyac duydugu huzur güven ve istikrarin geregini yerine getiren emeklerle mutlulugun yapici-tasiyici öznesi kilar.

    Sezar da gün gelip ayni yolun yolcusu olunca kendinden sonra gelenlerin akibetinin nasil ve hem de en yakin güvendikleri eliyle delik desik edileceginin diktatörlesmis imparatorunu öldü gitti.
    Neron da…
    Napolyon da…
    Hitler de…
    Ve halen cukurunu kendi eliyle kaziyarak, her türlü toplumsal itiraza kulaginin üstüne yatan; dünya gercekliginden kopmus güc gösteris hirs ihtiras ZEHIRLENMESiNE kapilip tutulmus; firavunlardan daha cok tanricilik ve ilahlik taslayan nice giderayakci gitti gidecekler de…
    Sebep O `sebeptir ki..:
    Insanda özgün kisilige dair sayisiz niceleriyle beraber olup bulunmasi zorunlu Gurur`un abartili ve siddetli gözü dönmüslüge alistirilmis terbiye edilmis hastalikli ve sorunlu olumsuzluklara tutsak olmasi, hayatin hic bir evresinde özgür iradesine ve özgün kisiligine erisip ulasmak sansi olmayan; dogmus fakat ana rahminden bile kendini formatlayanlarin kusup köpürdügü bagimli güdümlülügün kundaklayip cekip cevirmeleriyle ölü bir kisiliksizligin intihar carmihini yüklenir tasir insan.

    Kahir kibir gösteris üstenci asagilayici bakis ve yaklasimlari disinda en yakinlari dahi olsa kimin nasil hangi ortak yasamdan koparici hayati hassasiyetine yikip üzerek zarar verdiginin kendini kiskirtan hastalikli illetli kisilik bozukluguna iliskin üstesinden gelip bas adilmesi gereken ciddiyetini hic bir zaman algilayip önemseyip umursamayarak; odaklandigi saplantili ic güdülerini herseyin öncesinde ve öneminde tutarak azip kudurdugu kin siddet nefret öfke ayrisma kopma uzaklasma tahrip tarumar sarmalinda kendisiyle beraber iliskili oldugu yasam birlikteligindeki herkesi ve herseyi icinde hapsolup boguldugu cinnetin kulu kurbani eden bitis ve tükenise sebep engel öcü rakip veya hasim olarak bilip gördügü her neyse ve kimse; kiran kirana ve ölümüne sürüklenen kindarligin izini kovalar pesinden sürüklenir insan.

    Aklinin fikrinin tavri niyeti tutumu duygusu düsüncesiyle beraber, gecesini gündüzünü bu hastalikli ve saplantili bogulmusluga harcayip tüketen intihar girisiminde hep kendi gerisinde biraktigi cirkin bozuk berbat cirkefligin kirli kusuklarini ve lekeli ip uclarini birakarak her hai hareketinde kendini istese bile saklayamayarak ele verirken, -ilgi sevgi baris özveri sorumluluk aidiyet bilgi hosgörü gibi insan deger itibar olgunluk ve erdemlikleri gerektiren- , baskalainin varligina kabul edip katlanamayarak kendi ic saplantisina engel öcü rakip bildigi mevcut kilitlenmenin özne ve nesnesini ortadan silip kaldirdiktan sonra , gösterisine kibirine mezar olmus yikim molozu altinda kaldigi hayalet yuvasi iliskili soguk silik viran hortlak hayat döngüsünde siradaki kurban edilecek kavga gürültüyü aranir davranir ve dadanir, davrandikca kendi hastalikli sorunlu güdümlerine bagli en yakinlarinin ve en nihayet cevresi etrafinda hic kimseyi bulamayinca bütün gösterisli ihtisamiyla birlikte artik muhtesem donanimli tabutluktan baska hicbir anlam ifade etmeyen-kendi kendini ortadan kaldirip yok ederek- zülümünü ölümünü saglayan toplu intihar.

    Ibresi ve ibaresi hangi bant veya paragraf ayarinda durur yahut oynarsa oynasin, anons edip ayar edenlere göre kanalini yolunu ve damarini bulmaya dalgalanip teminati tedarigi pesin belirleyicilikle ses soluk vucut künye kapsam tedavül ve yasam tedariki yapiyorsa, kesinlikle herkesin radyosu kendine göre calmaz..

    Zehirlenmeye alismis bozulmus pilastik cerrahi dogum ve ölümlü insan modeli, cilk iliskiler cevriminde baska secenegi olmadigi ve dogalligindan sapmis uzaklasmis her doyup beslenip kandigi soyut sahte yapayligi yasadigi hayatin gercek degeri olarak bilir beller ve algilayarak artik toplumu topragi tabiati emegi katilimi özgürlügü sevgisi saygisiyla isleyip iliskilenmeye algisi ilgisi sorumlulugu kalmamis yitik kayiplariyla taniyip hatirlayamadigi degisim dönüsümlerden geri dönüsü olmayan bellek bilinc ve duyum cikarimlari yapamayip, yadirgadigi dogalligi ve uyusup kaniksadigi kaliplarda sekilden sekile sokuldugu tüketim piyasasi bagimliliklariyla, her türlü zehir zikkim kusuntusuna bagisiklik kazanir..

    Bir devrin etabin veya cagin bütün hassas ve nazik hayati durumlariyla iliskin dönümünü dolasimini en derin ve koyu kivamli BOSVERMiSLIKLe oyalayip afyonlamaya magazin hergeleligi ve kahpeligi ederek; sür piyasa pafyonculugunun koruyup kollayip besleyerek bütün soyguncu sömürücü hinlik hainlikler adina ve cikarina piyasaya sürdügü talan tarumar oyununun iskambil serileri gibi her türlü yikimlara kiralik katillik görevlendirilmisligiyle her sekil ve bicimde kendi degerlerine yabancilasmaya kopmus uzaklasmis kayitsiz ilgisiz tek tip insan modellemeye ve yasadigi dünyaya bütün duyarliligini yitirerek akildan bilincten bellekten sorgulamadan sorumluluktan aciz toplum avanaklamanin kaliba sokulup aksesuarlanmis akademisyenleri, sanatcilari sairleri yazarlari ve basn yayin mensuplariydi, sayelerinde devlet otoritesi denen sosyal siyasal ekonomik ve kültürel iradeyi topyekün ortadan kaldirarak kökünü kazidiklari.

    Bosvermislikle sagiltilip yerlestirilen sosyal siyasal kültürel ekonomik ve siyasi intiharin, kendi yasama hakki hukuku ve insani varliginin etkisini yetkisini duyumunu özgürlügünü öz güvenini ve duyarliligini tümüyle ortadan kaldirarak, yerine yapilmis ve kurgulanmis uyumlu ahmakligin sorgusuz sualsiz her olumsuzlugu hic bir tepkisel irade tavri durusu ve bildirimi göstermeksizin yutkunup sindiren güdümlü kul köleligi tasiyip sürükleyen itaatkarlikle; egitim, ulasim, iletisim, güvenlik, saglik ,gida, enerji, imar, iskan, hak, hukuk gibi yasamin bütün hayati degerdeki basliklarina cöküp cullanan; ve devleti ortadan bütün birim ve kurumlariyla islevsiz hale getirip kendi cikar ortakliklarinin ihtiyac geregine göre ünite ünite ortadan kaldiran; ve kokusmus cürümüslüklerle algi yönetip gündem belirlemeye yasamindan sinmis sogumus korkuyu sefaleti cehaleti siddeti nefreti ayrismayi karanligi bozulmus olan dengesiz düzensizligin hastalikli sorunlu kiskirtip kamcilayici servet kaynagi olarak güncelleyen; bankaci borsaci holdingci tarikatci medyaci talanci rantiyeci ipotekci isbirlikci vurguncu soyguncu sömürücü yagma ve yikim ekipmanliginin – aklin bilginin vicdanin duyarli ve sorgulayici muhasebe yükümlülügüne ilgisiz alakasiz kalip, herseyi kendi cikarina özellestirenlerin gömdügü kökü kazinmis toplumsal mezarligina bosverenler sayesinde – MAFYA hükümranligi yerlesip kök saldi sanata siyasete topluma devlete ülkeye ve millete.

    Sanayi tarim ticaret sanat teknoloji ilim bilim magazin dallari yollari boyunda ün sahibi olup saltanata güce gösterise sinirsiz boyutsuz serbestlikle erisenler, kendileri tüm otorite boslugunu doldurarak devleti devre disi birakarak herseyi sahsi cikarina özellestiren zorbaligi ve hükümranligi devralirlar : Yahut bir baska deyisle sorgusuz argisizligin ilahlasmis tanrisal buyrganligina kendilerini atayip tayin ederler. Bu da sesi durusu tepkisi ve muhalefeti olmayan MAFYALASMANIN derin tezgah ve tesisini toplumunun tüm bilgi beceri cesaret akil duyum özgürlük dayanisma paylasim gibi deger kiymet ve yetkilerini tapindigi kosulsuz sartsiz itaatliligin kulluk köleliginee devrettigi uyusmus kanmis ve kabullenmisligi dayatir.

    Elon Mask, `sizi asla iflah olmayacak salakligin cöplügüne gömdük. Nereye gitseniz, nasil kimildasaniz, neyi isteyip talep etseniz; raflara dizdigimiz konserve kutulari kadardir hayat hikayeniz. Kendinizi hic bir özgürlügü özelligi özgüveni ve özgünlügü yok, kosullandirilmis tüketim piyasasi ve hatasiz kusursuz magazin mükemmeli formatinda begenilme carsisinin – en sapsal yerine koyan bagimli güdümlülügün mahrum muhtac aciz zavalli begeni butonlarinin- afyon sarmalinda kullanim vadesi biter bitmez cöpte vaziyet alacak numaralanmis siradanliga alim satim eglncesisiniz ` demeye getiren nanikleri yaparken, buradaki kopmus kiyamete en basta ilim bilim teknoloji olmak üzere her türlü yetkiyi gücü gösterisi serveti elinde tutarak; GLOBAL ölcekli derin devletlesme gerceginin tüccar tellal durumundadir.

    Cephedeki askerlere moral konseri verirken Elvis`de öyleydi. Kiralice tarafindan kutsanip sovalye ilan edilen Beatlesler de öyleydi. Arnold Schwrdznegger de. Silverter Stolone de…
    Tercüansiz ve cihazsiz baglantisi saglanamayan Yapay Zeka Cagi hayatinin modada, müzikte, gidada, serviste, sunumda, iletisimde, ulasimda, tarimda , tüketimde, imalatta, dilde, kültürde, pazarlamada, sanatta, huzurda, güvende, bilimde , teknolojide,edebiyatta, egitimde, saglikta kisacasi insanligin sigamayacagi evrensel ve hayati büyüklükteki yasam alanini KRONiK SORUNLARLA cözümsüz kilmaya ÖZELLESTiRIRSE eger,her bir markalasmisligi DERIN DEVLET levhasiyla kendi basina buyruk temsilinde ismi cismi ne olursa olsun herseyi icinde sindirip yutarak sistem tikanir, yikimlar silsilesi devreye ve yürürlüge girer.

    Bu yüzden kisi keyfiyeti hükümranligina dönük PANZEHiR; Türkiye Cumhuriyeti ilkelerinden günü kosullarina duyarli ilerici sorumlu tutarli cesurbilgin atilgan ve aydin Devrimciligi, tarihe kayitli kimligini YURTASLIK bilinci ve kisiliginde tasimanin Milliyetciligi ile dengeledigi gibi; Laiklik, Halkcilik, Cumhuriyetcilik ve DEVLETCiLIGi hic bir özellestirmenin kulu kölesi yapmayan Hukukun Üstünlügü`ne göre düsünüp yoran toplumsal zenginligi ve onursal degerleridir.
    „ Hayalleri satinalma söhretlilik serbestligine gücüne ve servetine erisince insanin ebeddiyyen ölümü basliyor „ diyen Julio Iglesias, ölümcül bir trafik kazasindan sonra sakatliginin tedavisi en zor cetin ve zahmetli yöntemlerden gectikten sonra `hep aglayip kendini acindiran `kadinimsi bir ses tonu ve fonu romantikligiyle boyayip bulayan MÜZIK hayatini, General Franko taraftari ve destekcisi olan aileden gelme imtiyaziyla her ünvan ve imkan basamagini kolayca ziplayip tirmanmaya her defasinda yüksek basarisinin sirrini kendi rekoruyla kiran; kirdikca depresif her hastaligi ruhunda tasiyan; kendi oglunun dahi söhretine rakip olmasina tahammül gösteremeyecek derecede zorbalikta sinir tanimayan kurulu düzenden payina düsügü kadar sahsina özel derin devletlesmenin vazgecilmez parcasi haline gelmis zamanla – tüm dünyada benzer örnekleri gibi- Juluio Iglasias.

    Eger Firavunlarca kutsanmis kobra cinsi evcil oyuncagi yilana kendini emdirmeyip de yasaycak olsaydi, kapildigi Süt Banyolu güc zehirlenmesi sebebiyle caglar ötesi moda endüstrisine kaynaklik edecek sapkinligin giyim yiyim zevk sefa ve eglence gösterisliligi ugruna kaybettigi savaslari ve söhretini ülke yoksullugu pahasina ve FAHISELiK rüsvetiyle Sezar `dan sonra Antonius`u ölümün kundagina rehin verdigi gibi,ugruna kendini yedire yedire bütün gözü dönmüslügünü tatmin etme ihtirasiyla AGUSTUS da siradaydi kesin….
    Oysa ki…Sezar`da, Antonius`da ayni akibetle cukurun dibini boylayacaklari yenmis Roma`yi yenilmis Misir`la birlestirmenin entrikasini cekip cevirerek durmadan körükleyip kiskirtan Kleopatra`ya hic mi hic olmadigi kadar FIRAVUN TANRICASI olarak akli fikri mantigi ve felsefeyi kenara koymus zehirlenip tapmisligin kurtulusu olmayan esirleriydi.
    Ve tapinilan TANRICA FIRAVUN Kleopatra, Büyük Iskender mirasina hazirdan konmus Misir kökenli bile degil, agirlikli olarak Romali`larin yakip yiktigi Iskenderiye Kütüphanesi`nde Yunan Filozoflari`nin kitaplarinin toplandigi, fakat iclerinden tek sayfasini bile okumayan günümüz Magazin katolok gözdesi durumundaki Antik Yunan nufusuna kayitliydi..
    Bu yüzdendir toplumsal kalabaliklari varsil-yoksul ayirdimi yapmadan dengeleyen otoritenin ortasinda oturan Türkiye Cumhuriyeti DEVLETi `ne sahsi cikarciligin soygunu vurgunu talani medyasimafyasiyla özelleserek, yapici ve kurucu ilkelerinde bulunan basliklari gerek ihmal gerek ihanet her hangi sebeple olursa olsun ola ki degistirilmesi veya üstünde oynanip kurcalanmasi halinde kacinilmaz ve korkunc yikimlari tetikleyip sürükleyecek BOP süreclerini cagirip tetikleye cökmüs cöreklenmis ve kaynagi güvencesi itibari ve istikrariyla karsilikli birbirini düsünüp yoran sorgulayici ve sorumlu bütün degerler düzeyinde toplumsal iliskileri dengeleyen duyarliliklardan yön ve yüz cevip, ardi arkasi kesilmeyen ilgisiz bilgisiz uyusmus alismis cahil cühelada; siddete, gerilime, bunalima, yozlasmaya, caresizlige, tecavüze, hukuksuzluga, haksizliga, zavalliliga, bencilige, aciya, korkuya, karanliga, sefalete, sadakaya bagimli güdümlü ve hepsinin toplami mutsuzlugun müptela müterisi kesilir hayat.

    …lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…

    ……
    IHTiMAL DAHiLi SiMDi
    …………
    Ihtimal dahili simdi
    Simdi un pazarinda degirmen dönderen seklemler
    Ve üc tekerlekli bisikletler camiye karsi
    At pazarinin boyasi badanasi solgun güz güzergahindan
    Düvenönünden deveci hamamina dogru fayton izlerini sürükeyip giden gazeller
    Argin yorgun sis perdesini aralayarak filedeki cigdem kolonyasiyla
    Vezir hanina
    Bedestenlere
    Terzilere, bicakcilara, lokumculara hunata…
    Kördügümünü koparip kesen urgandan
    Sinema önleri simitci tatlici
    Kaldirim boylari leblebici yahut kestaneci
    Mahle mahle toplanip dagilan sehrin taburesinde talih kusu güvercin
    Bilhassa aksama yakin tomurcuk veren simsicacik düslerle
    Meydanin ortasindan
    Kalenin dibinden
    Hisarin burcuna herkesten sanki iletilmis ihtiyar bir haber
    Salinip gidiyorsa gün bitimi telasesinden, her dönemecte yanik kavruk insan sesine
    Bir al gülüm ver gündeligi gezip gecmistir carsidaki dünyadan
    Karpuzatani erciyese baglayan
    Titreyerek sogugun agir nefesinin kar bulutlariyla evi barki beraber
    Sessizlige cekmektedir icindeki kalabalik suskunlugu Kayseri
    Sadece otobüs duraklarinda bulanik belirsiz suretler ve gölgeler
    Üc bes buharli nefes
    Hamamlarin merdivenlerinden inen yahut cikan
    Ilikleine kadar nemli ve terlemis kar yagisina seyir seferci
    Evine dönen ögrencisi iscisi memuru
    Bir de kici kapudan siremenliye sapan yol, sinemanin boyu kadar hayal meyal
    Yanip sönen islak isiklarda durmayip savusan ayaz vurgunu rüzgar
    Yikila döküle inen kar tanelerine sevda mektubu tutustururlar gibi sanki de
    Ordan bu tarafa dogru sökün edip sürükenisin adsiz hikayesini
    Zaman kendi göcmen gurbetiyle süsleyip avutup
    Benden yana hersey fulu..
    Tiyatrosuz bir perdede kahve rengine acik havada
    Her cag kapandigi giseden etegini rujunu toplayip
    Sogugu silkeleyen pardösölere sarilip giderek
    Camdan disarilarda buz sarkitlarina uzanmis diz boyu tipi, yiginla kar..
    Oluklardan düsen kimi damlalarla, kaygisiz kuralsiz cocukluk gibi
    Gülümsedikce beyazlasan
    Sevincin ve kederin sokaklar yollar boyu
    Karma karisik tütünü dumani

    Seyfi Karaca…………Ocak / 23

  2. ….
    SANKi ILK CEMRELERDE GiBI ALP DAGLARI 2
    ….
    Fasist`e hemen hemen her saniye, her firsatta, her yerde karsilasip rastlamak mümkündür. INDO-GERMAN tarihsel gecmisini Hindistan ötesi yüksek daglardan ve engin vadilerden sürükleyerek uzun, yoksul ve zorlu yolculuklari ardinda koyarak Iskandinav`lar üzeri Orta Avrupaya indiklerinde soguk ve yari buzul iklimin kovaladigi siginacak yerlesik arama miladini Kavimler Göcü diye de bilinen yeryüzü topluluklarinin özdes toplumsal hikayesine benzer seyirle ROMA IMPARATORLUGU`nun kabul iznine bagliligin kiyisinda kösesinde `Ileri Uc `muhafizlari ve karakolculari olarak cografi nufusa gecis kaydini saglayip kazanmislar Angla-Sakson`lar ve Germenler.

    Alt basliklarinda Vandallar, Gotlar, Franklar, Saksonlar, Angillar, Burgundlar, Bavyeralilar, Firizyalilar ve Almanlar gibi soydas kabile guruplarini barindiran Germenler, icinde Etrüsk ve Kelt`leri yogurmus ve eritmis ROMA merkezli LATiN kabilesinin Normandiya`lilar ve Vikingler`le daha büyük, homojen ve genis toplumsal karisimi yüzyillarboyu kiran savasarak en yabani acilarin büyüttügü enkazdan hayatta sasirip yerip hayrete düsürecek hicbirseyin olmayacagina; ve akil-vicdan kabul etmez bütün herseyin mümkün olabilecegini inanip kaniksayan SOGUKLUGUN temel dayanagini – düsünme veya sorgulama yetenegi ne kadar ilerleyip gelisme saglarsa saglasin- ROMALI`lardan eksiksiz devraldigi mirasla yasam felsefesine rehber sözlügü edindi.

    Bu yüzden de ekip bicme alanlari, sarp ve yüksek daglarla kapli ormanlarini kökünden sökerek ancak yamacta derede düzde tarima elverisli kilmanin yollarini bulan, burdan saglanan tümüne yakin gelirini -yine kapilarinda canini vermeye hazir nöbette kul olanlar sayesinde- gösterisli, korunakli ve erisilmez satolarinda en acimasiz ve en adaletsiz kosularda taaa ciftci ayaklanmalarina, kesiflerin artmasina ve ticaretin gelismesine kadar ( yeni hiyararsik toplumsal yapilasmanin olusmasina kadar ) soguk iklimde mecburen tutunmanin akil fikir teknoloji yollu üretmeden hayatta kalmanin asla mümkün olmayan gayreti geregine kendi kabugundan her sartta disari tasip cikmaya, Roma Imparatorlugunun gelenegi olan sömürgeci ve yayilmaci (KLONYALIST ) karakteristik özelligini de harmanlayarak sartlar ne denli iyilesir degisirse degissin kökten getirdikleri kronik kalitimin sürekli baskalarina ( yabanciya ) karsi gerek sahip oldugu maddi manevi kazanimlari gerekse kendini kabugunun altindaki disa vurulmamis asosyal gelisimsizligi her sartta icgüdüsel korku ve kaygiyla zirhlanip, kin nefret horlama dislama ön yargi ve pesin hüküm verme duygusal bozukluklariyla korumaya alma huzursuzluguyla, bizzat kendi aralarinda karsilikli güven yoksunu ( vertrauen ist gut, aber kontrolle noch besser ) `güvenmek evet belki, ama kontrol olmadan asla `mantigiyla acligini bir türlü doyurup tatmin olamamis korkularla bezeli cekimserligin ve tereddütlerin tüketim bagimlisi durumundadir Germen Topluluklari Dünyasi.

    Agirlikli olarak Orta Avrupa Merkezli güc, kuvvet, kudret, ihtiras ve ihtisam saglama ve dengeleme ugruna felaket sinirini azmis sapkinlasmis vahset dehset zulüm katliam ve cellatligin birbiri pesi ardina yasandikca alisilmis olan kücük kiyametlere bagisiklik kazanildikca SÜPER öldürme ezme ve yok etme teknigi artirilan bilimsel labaratuarlardan deney sahasi genisletildi ve cehennem hortlatma provasi yapildi.
    Tipki Roma`lilardan devraldiklari usul icap üzere kendilerinde olmayanlari, kendilerinin hic hukuku hakki olmayan dünya ötelerinden sorgusuz sualsiz mal mülk edinmenin hegomonyaciligi güdülerek orali kul kurbanliklarina derdini belasini yükleyen pahadan kosulsuz itaatlilikte kalmayip keyfiyet ayari tanrisal kutsallikla özdesenlerin ölümlerden baska hic bir yasam hakkini tutumu talebi davraisi tepkisi ve deger dengesini reva görmedigi; ve nerde ne zaman nasil buyrulursa öylece itirazsiz tepkisiz sinen susan kaderci kabullenise mahkum edildi.

    Kib u olgu halen hazirda , Yapay Zeka teknoloji cagi katkisiyla eksilmeyip, artan kizil kiyametlerle istisnasiz tüm yeryüzünü kendi mali mülkü ve tüm yeryüzü yoksul sefillerini de kendi kulu kölesi olarak algilayip bilen hizla hükmü varligini sürdürüp devam etmektedir.

    Yikim ardina yikim; ölüm ardina zulüm; kiyamet ardina bir baska kiyameti kopartip kovalasarak Ikinci Dünya Savasi`nin hemen sonrasinda -ister MONARSi idarelerinde olsunlar isterse Yari Baskanlik yahut tamamen Parlementer Demokrasi- tüm örf adet ve siyasi gelenege dair yanmis yikilmis Almanya`ya hic degilse zaman eksen odakli enkaz altindan ölüsünü toplama deneyimini cikararak Yeni Demokrasi Ülkesi Kurma Proesi`ni gedikteki cukurdaki yeniden ayaga kalkmanin mutlak geregi ve aracisi olacagi inancini tutturup rayina oturtmak icin KONRAD ADENAUER…savasta galip gelenlerin de karsilikli acik veren Soguk Savas diye tanimlanan Dogu-Bat Bloklasmasi zaafiyetlerini bilerek aradaki gerilimi verimli kazancin gelir kaynagina dönüstürdü. `Kein EKSPERIMENT ..!` diye bangir bangir bagirmayi bu hassas ince ve nazik durumu asla maceraperest kapilmisliklara birakmaya tahammülü olmadigina kendisiyle markalasmisligin slogani haline getirdi.
    Cünkü beyanamesi, rejimi, söylemi, sistemi, bahanesi ve düzeni ne olursa olsun, savasin toplayip yeniden savasmaya biriktirdigi karsilikli kutuplasan her yerde, illa ve mutlaka gerilimin bosalttigi iletkenlere ve aracilara ihtiyac vardi. Ikinci Dünya Savasi sonrasinin maddi manevi tam destekli Nato gücünü arkalayan; Avrupa Birligi kurulumuna lokomotiflik etmesi saglanan ve fakat ayni zamanda da ekonomik zenginligini teknolojik üstünlügünü her sekil isgalciligi aradan kaldirmaya dair Sosyalist SOVYET`lerle ülesip paslasarak bölünmüs parcalanmis haritasini yeniden tamir ve tedarik ettiginde Almanya; ilerde CiN Halk Cumhuriyetcileriyle de artik hangi yol yöntemlerin sorunsuz zahmetsiz calisip isleyecegine iliskin coktan deneyimlerle tecrübesi kazanilmis Yapay Zeka kivrakliginin sahibiydi.

    Biz nasil nicin nerden niye ne gibi gibilerle yurttan siladan tren tiren binip sürüklenerek taaa buralara geldik elbetteki derin sosyolojik, ekonomik sosyal ve siyasal mevzularin süre gele, halen süre gidenler konusudur.

    Fakat alistik artik sendikayla isverenler kulübünün ayni yüzdelige aylar günler öncesinden kafa kafaya danisikli dögüserek; aylik sonunu maaslarin emekliden calisan her kesime tüm bindirip cullanan ömür alici yüküyle beraber getirmenin zorluguna ISCi kökenli bir hayatin göcebe sicilimizi zamana yayilmis asimilasyonun yitik kayip nesillerle birlikte yasami sürekli zordan zora sokan, her dayatilan herseyi mecburen kabule zorlayan, kalitesini ve ücretini düsüren, coktan kendi aralarinda alinmis kararina fabrikalarda , insaatlarda, madenlerde, belediye cöpcülüklerinde bizi boynumuzdaki agirliktan ve asili profillerden okuyan mesailer boyunca, taaaa ucagin kuyrugunda tabut olmaya …coktaan alistik artik.

    Ve cok iyi hatirliyorum özgecmisi isaret levhasinin sirtinda yazan; her bir orta ölcekli kasaba köy yahut sehirde benzerinin oldugu SCHWABEN bölgesinde, dag göllerinin en büyügüne on dakka bile degil ve sehrin sanayi mahlesinde HOLLACAUST`tan arta kalan barakalarda zilli cingirakli saatlerde calismadan uykuya uykudan ters vardiya dönüsümlü calismaya uyurgezer gidip gelen insanlarimizin sila hasreti ile kan -ter olmus gelecek yarinini aradigi hic bir yerde bulamamanin pasaport günceleri ve yurtdisi yaban yasamlari döndü dolasti.

    Ve Fasist dedigine resmi dairede , yolda, fabrikada, irmak kiyisinda, göl kenarinda, butikte, bulvarda, carsida ,eydanda, pazarda, müzede kitapcida, tiyatroda, sinemada, bayramda, festivalde orda burda her an her yerde; sana idda edip buyurdugu yahut seni yazip kodladigi disinda hic bir insani deger ve dengesini layik görmeyen; sigic ve sürgün bildigi seni her sekil eziklige layik esitligin disinda adaletsiz hukuksuz asagilayici horlayici, dislayici, kücümseyici, üstenci, kibirci, baskici, zorbalikla ön yargili pesin hükümlü -ister Schiller okusun Ister Goethe`den mezun olsun ster Marks Lenin yalamis yutmus olsun- cikar carkinin tersiysen eger, ölünceye kadar konumu statüsü belirlenip bilinen sana yaftalanan cagrilmis enkaz kaldirma toplama irgatligini onlara göre silip temize cikaramazsin.

    Fakat tüm bu akrep sokumu iblislige ragmen yok mecalimiz takatsiz dermansiz kimsesizligimizle bir basina yalinciplakliklarda üstelik de ülkemizden DENIZ FENERI gibi sahipsizligimizin cileli nafakasini sirf hirsizlayip soymaya gelen soysuz ipsizlere ragmen dayandik, direndik, yorulduk, yiprandik ….

    Ve bizden giden yillarla beraber hayatin bizi onurlandirdigi SOSYOLOJIK gercekligimizi hic bir bagnaz yobaz kayitsiz ilgisizlige birakip terketmeden, bizi bize emanet edenlerden aldiklarimizla ülke deger ve kiymetleriyle beraber, bitzi her firsatta yolunacak kaz bilen soyan sömüren hirsizlayan dislayan yok ve hice sayan burali Fasist`lere ve Ülke haydut haramisi adi asagiliklarin yüzüne kalibina tükürürcesine bizden olma cacuklarimiza hayatimizi adadik, canimizi verdik, gözümüz ve göz bebegimiz gibi sarilip sahip ciktik..
    Alp Daglarina gidip dönen rüzgarlarla…
    Ikindide, ksama varmadan veya sabaha cikmadan tükenmis ömrün kucagina düsüp ölmediysek eger, iki dünya arasi hayat gercegimiz, silasi yurdu her halimizden okunan hali vakti GURBET kimligimizle, sag salim olmaya da durmaksizin devam etmekteyiz.

    …lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…
    …….
    MAKAMINA SUZiNAK
    ……
    Aramizda yasarlar
    Lakin mevladan baska kimse bilmez fosil yataklari kazmalanip oyuldukca
    Varini yogunu didiklenmis desilmis yikintilara teslim eden oyuklar gibi
    Her masada bilmedigi yabanciliktan sicaklik ve nafaka arayan
    Bardaklarda kizil ruj dudaklarini sancili yudumlari kalan
    Zehir zikkim menüsü sözlerle soguk muhabbete mutlak ve mecburen
    Ici kan aglasa köpük kussa her an kapiya atilma ihtimali yüksek izmarit gibi
    Muamelesini eksik yaptigi gerekcesiyle gazap azabi küfür kahir lanete muhatap
    Isterse ur baglasin tepeden tirnaga ruhu bedeni
    Her yerden kovuldugu hayatin kötü yollarina düsenler tanimiyla
    Pavyondan sonrasi zaten hicbir yeri olmayan ölüm öncesi son durak
    Zehir zemberek yutkunarak yedigi ekmege ictigi suya
    Benzi kül gibi morarincaya kadar kum saati yer bitirir kendini
    Gündüz bile geceye cöp ve camur tasiyarak firildak döner
    Kalca göbek artik yasamayan ölüden
    Kendiliginden kivranip bükülen tas plak figürleridir
    Calar durur gece sirenlerinin sazi her yol zifirin dibi cikmaz islemez sokakta
    Hayatini pulsuz adressiz bir yere savurup sacarak ayazda buzda nemde sagnakta
    Karli bir sirca fanusunun, ruhu bile duymaz ara sira ay isigindan baska
    Aramizda yeryüzü yildizlari gibi yasarlar cadde kenari diziiim dizim
    Parlak isikli levhalarda künyesi bitip sönen
    Sessizlik kadar cok ve tomurcuk kadar kiz ve kadin
    Güzel güzel insanlar..

    Seyfi Karaca…………Haziran /21

  3. ………
    GÖCÜP GIDERKEN DÜNDEN EZELDEN 1
    ……….
    Yazbahar aylarinda tarlada bagda dagda ve bahcede yeserip göveren hayatin besigi, tomurcuklanmis cicekle körpe koruklara ve firik kavuran basaklara irgalanip eserken , Soguk Su derelerine sabahin ilk serinligini sigir sürülerinin ugruna katarak Kagni Yolagi`ndan atlar arabalar ve kagni kosumlari üstünde cayir cimen bicmeye gidenler mi dersin, oylum oymak ekin irgatligina yol revan olanlar mi, ahir bucak telasi yoranlar mi, kerpic karip camur yoguranlar mi, odun keven cekme yahut tas sökmeye yokusa bayira salinip syran olanlar mi…? YAsamin anlamini ve TOPLUMSAL AiDiYETLiLiGi hic eksilmeyen ilgi, bag, heves, heyecan, tutku, caba, gayret, azim, döngü , yol, yön ve yordamlariyla herkesi evindeki öz horantasi kadar tanidik kilan samimiyetle cogaltilmis MUTLULUK hisse payinda bir beraber ve bütün kilan her günün kendine özgün mesaggati, günes Alposlandan dogar dogmaz gece boyunca dolmus göllerin suyuyla yahut sarnic kuyiularindan dönme dolaplar carkiyla sirasi gelenin gertne görüp karik suvarip , kaysi baldircan büber domates kabak hiyar üzüm armut erik elma ayva dut…aklina ne gelirse olgun yetiskinleri toplamak icin dörtbiryana olurdu insanlar

    Yillar yili rahmetli Ahmet Kahya`nin Muhtarlik yaptigi dönem, ondan önceki Cemal dedemin ve ondan da önceki Kara Kahya `nin muhtarliklari kadar köyün en yogun ve kalabalik yerlesik hayatina dair sicil isledi, kayit kütük tuttu ve yediden yetmise herkesi saygin özgür samimi yakin ve simsicak özgüvenlilik yurdu yuvasi bagrinda besleyip barindiran- örtmeleri odalari duvar duvara kerpicten topraktan olan -kirec boyali evli barkliga ÖZGÜN, ekmegi suyu cerezi yogurdu sütü peyniri bali böregi tedariginde KIRSAL YASAM hikayesine taniklik etti.

    Postaci ve Jandarma`larin gerek sevincli müjdelere gerekse kara haberli telgraflara her gelislerinde muhtarligin kapisina kapisinin pencere cami naylonla bezeli Jeep`le ilk Kavaciklar`dan bir görünüp bir kaybolarak , inisli cikisli höyükler ardindan Kagni Yola`gindaki yaziya yabana giden gelenlerin tekerleri ve ayklari altinda ezilip un ufak olmus topragi tozutarak muhtarligin kapisina motoru sustururdu.
    Alabas`in kehinden beri her vasita gelisinde ilk görenleri, Kagni Yolagi`nda semsamer sapindan atlar kisneten veya cember cevirip Abdal Pinari`nda cimmeye tezip tozan bizler; yani köyün akli fikri oyun kurcalayip karistiran cocuklari görür, nefes nefese henüz görmeyip haberdar olmayanlara ulastirir duyururdu .Ahmet Kahya`dan sonra ( Gabasan `lardan) rahmetli Ömer emmi devraldi muhtarligi. Ondan da Garömer emmi. Bu dönemlerde hala sabahin seherine seyran olan hayata Yurttan Sesler radyosu ve Ahmet Emmi`nin ( namideger Delahmet ) dükkanin önündeki varillerin üstüne konulmus sari pikabi Haci Tasan`dan, Neset`ten ve Ali Ercan`lardan halden anlayip dilden cagiran yanik ve yarali Bozlak türküleri calip söylüyordu amma, yavas yavas da durumunu devranini kökten sicilden bozarak, haritasi ve künyesi belli olmayan KÖYDEN SEHRE durmaksizin göcün kanamasi hic dinmeyen ölümcül faciasina kök saliyordu kendini hic bilmedigi geleceksizlige sacip savuran KACAK YAPILANMALI cark ve carpik bozgun..

    Ordan ayrilirken deredeki eksi duta, benle beraber avazi ciktiginca kabina sigmayan mutlulugun deli dolu yasam sevincini cildirasiya bir sevincle, dilinde damaginda hic bir kimyasal cellatligi olayan dal ve yapraklar arasinda, aklimiza ne esiyorsa ve gönlümüzden ne geciyorsa ciglik cigliga haykiran Agustos Böcekleri saz edip mizrap tellendiroyordu üzümlü baglara ve meseli daglara. Gökte kuzgun, akbaba, ibibik, keklik, atmaca, üveyik, kaya kartallari gibi envai yaban kuslarinin , yerdeki calilarda bülbülden kanaryaya her ses her renk kendi dünyasinin irsiyetini yasayip tabiatinda haller diller konusuyordu.

    Ordan ayrilirken ortak inanc kimlik ve kültür aidiyetimizin Cami ve Okul duvarlarina bizim köyden Kayseri`ye göctügümüz sene`nin sanki icerde depresip yolunan bir hüznün bir daha hic mi hic geri dönüsü olmayanini sezip bildigi köklerinden ve TOPRAGA ait olmaktan kopup uzaklasan burkulmus daglanmis aciya dayali suskun sessizligin kayit disi tarihini yazip kazimistim…

    Bilmem…Eger duruyorsa halen Bindokuzyüz Yetmisbir Güzü`nün yazili tarihi hala ordaki duvarlar kalbinde ve koynundadir..

    …lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…

    ………
    INSANLIK GIYABINDA KAYIP ve KACAK
    ……
    Ne cok yalnizligi yükler tasir ki
    Bir ucak dolusu gün öglen sonrasinda kis ortasi
    Rüzgar gülünde olan ve olmayan yönlere bavulu hazir cantasi sirtta
    Derbeder bir cenaze marsi gibi sanki daglarda meltem havasiyla
    Denizlerde buz gibi hayata
    Ölümüne cinnet cok beygiri süren kosumlarin
    Hem yer üstünü hem yer altini valizlenmis aksesuarlarla bogup bunaltarak
    Dünyayi terketme pahasina son sözü sorulan idamlklara benzer
    Son bir kac seyi kapip kacmaya
    Ölüsünü havada birakan
    Kir lekeleri,
    Ve insan giyabina kan kusan kerozin

    Seyfi Karaca……….Ocak / 22

  4. ……
    TURDAN TURA FIRDÖNEN FANTASTiK FURYA
    …….
    Tepeden tirnaga degerler yikimi ve yitimi üzerine INSANLIK ÖLÜMÜ`nü imar ederek; imal ettigi enkaz üzerine hatasiz kusursuz MÜKEMMELIYETCiLiGi cullandirip cökerten gerici, tutucu ve KARANLIK bilinc alti zihniyetliligi,`bakin ben meger nerelerdeymisim ` gösterisli pozularin kulu kölesi ilerici aydinlardan hic farki olmayarak ayni yikim ve yagma düzeninin hem bas müsterisi hem de tasiyici VIRÜS unsurlari olarak BOP ortakliginin cevrim carkinda kurulduklari ayr ve düzen ekseninde kendilerini asla erisilmez göc gösteris takdir begeni ve MAGAZIN furyaliginin seckin denekleri yerine koyup oturturlar.

    Böylelikle adandiklari IC-GÜDÜSEL dürtülerin en hatasiz kusursuz mükkemmel olani olmaya ugrunda hic bir deger kaybini ödün vermekten ihtiyat edip cekinmeyecekleri GÖZÜ DÖNMÜSLÜGE kendilerini kul- kurban ederlerken, delik desik bogulduklari karanliklari dokunup bulastiklari herkese ve her yere süsleyip yaymaya can atarlarken, sürekli iyilik güzellik sevgi saygi din iman özgürlük ve kültür bulantili her kusuntudan ahkam kesmeyi hic kimseye birakmazlar.

    Kisilikleri, barindiklari ve tedavüle konulduklari KISIR ve KURAK DÖNGÜLÜ hayatin aynisidir. Nereye giderlerse gitsinler sirf bu yüzden kendilerini dikizleyip röntgen eden kokusmus cürümüslügü balgam balgamtükürüp disa vuran evler, dekorlar, iliskiler, tavirlar, tutumlar, niyetler anlamsizligi ve TEK TIPLiLiGIYLE dolmus tasmisligin kisiliksiz ve kimliksizligini sacar savurur.

    Karibik Maribik, Toskana Granada Maldiv Kanarya `larda düses bilet bulamadiysa Casablanka yahut Cezayir fasilli Misir olsun bari gibisinden, Krallar ve Seyh`lerin kumbarasini gayet dolgun tutmaya dair baskalarinin bosalttigi yataklarda artik hic bir kimlik kisilik hayal tutku düsünce duygu ve davranis farki olmayan; sadece `meger ben neredeymisim hadi bilin bakalim ` dürtü bagimliligini doyurup kandirmak icin, sözde ilerici aydinlar en basta olmak `serbest dolasan katolog üzere, özgürlügün hakkini ve Yasamanin Tadini Cikarmak Lazim` cinsinden kuyruklu ahkamlar havalandirip, kafa yikayici bol köpüklü ve gerilmis bicak dogrultulari keskinliginde kurulu dünyanin dangalaklik sampiyonlugunu yarisip kovalasirlar.

    Kesinlikle hatasiz kusursuz ve mükemmelige sartlanmis kisilik ve karakter bozukluguyla, hic kimseyi kendilerine denk ve degerde saymayarak, asagilayici dislayici horlayici kücük görücü fitne fesat kibir takip ayiplamakla kendini tatmin etmeye yön tutup yol belleyip gün yorup ömür tüketerek, hangi yol ve yöntemle olursa olsun ihtiraslari ugruna herseyi yikip yok etme pahasina asla kaybetmeyen yüsek basariya tüm varligini adayan; HEP KAZANAN VE HIC KAYBETMEYEN ASOSYALLIGIN her türlü asalak bencil bunak bagnaz kin nefret sarmalinda mahluklasmis insanlik disi yaratikliligin, sevgiye saygiya hukuka adalete özgürlüge bilgiye beceriye emege paylasmaya hosgörüye …kisacasi insanlik degeriyle özdesmis hic birseye asla tahammül edip, riza kabul göstermezler.

    Dahasini bilmek tanimak isteyen, en yakinindakine ilgiyle ve samimiyetle incelesin duysun dokunsun ilgilensin baksin görsün ve öylece kendinin kim oldugunu cikarsin anlasin.

    …lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…

    ……
    KAVURGAYSA BUGDAYDAN YADiGAR
    …….
    Höyükten höyüge gider
    Tümülüsler bize, diyar diyar yadigar hititten etiden yadigar….
    Bugdayin sürülmüs ekinleri ve nohutlari ve degirmenleri ve harmanlari
    Yollar ve yillar boyunca yesermis yaban otlariyla beraber
    Cezbeden hic bir güzelligin daha yamandan gönül celip ,
    Daha beter göz kamastirdigina ne zaman sahit ne mesken tanik
    Yükünü topragindan almis suyundan icmis günesinden kanmis boynu egik basaklarla
    Kilavuzudur baharlara gün dogdugunda kar kundagindaki kardelen
    Cagla cicek actiginda yaza, üzüm alacalandiginda güze
    Harmanlara varincaya kadar topraga düsen her tohum yadigardir bize
    Hititten
    Etiden
    Ve binek taslarinda dizgine vurup hayatin evini ekmegini cevirdigi
    Kosumlari nasirli ellere emanet cifti cubugu yoruldukca
    Heybedeki azigini yagmur kokan ve cicekler giyinmis topraga serdigi
    Ocagini kurup kavurgasini harlamak bize atadan dededen oldugu kadar
    Höyükten höyüge yeryüzü hikayesini seslenip giden
    Hititten etiden emanet kaldigi

    Seyfi Karaca………Aralik / 22

  5. ……..
    TOPRAK DAMLAR ALTINDA HAYAL MEYAL
    …….
    Hep yagmur yagdiginda ya da karlar erirken evin telasini en cok damlayip akan damlarin kaygisi alir yürürdü. Tabi her zaman oldugu gibi kapilar kapaninca ve pencereler örtülünce hane icindeki bütün zorluklarin üstesinden gelmeye uykularini bile tasidigi sevgiye ilgiye sorumlulga ve sefkate delik desik ederek doyurup emzirip büyüttügü cocuklarina gerdigi kol kanatlarindan arta kalanlarini davardir sigirdir ekindir bagdir peynirdir süttür örmedir kazaktir örüp isleyip dokudugu ömrünü kendinden cok eteklerinden tutan hayata adamis ANNE` ligin eli ayagi birbirine dolasirdi.

    Yapraklar sögüt diplerine, alic bayirlarina, kavak selvi siralarina ve meseli daglara dökülüp sacilinca soguklara sarilan toprak damlar ve kerpic duvarlar, örtmelerin camlari olmayan pacelerine silteden minderden ne varsa tikanip örtülerek, cercevesi olup da kirik camlari eski gazete yahut ziraatin gübre torbasi kagitlarindan püsle yapistirip sobanin kenarindaki sedire, kor karistiran mangal dibine, yahut tandirin altindaki örtüye sokulur siginirdir insan ve toplum sicakligini kendinden bilen hayat.

    Cocuklugun büyümüs insanligini yarindan devralacak rol modelleriyle ne bildiyse gördügünden isleyip yasama sanatinin tarladan harmana, tirpandan degirmene, dagdan bagdan durumu tedarigi yerinde ocaga bucaga babanin diger yarisi anne, yagmur yagdiginda damlayip akan damlarin altina kösede kenarda bakrac helke sitil hereni kazan legen ilenger sahan ne varsa, akip damlmayan neredeyse hic kuru tarafi kalmadik yer bulmakta zorlanildigi koyun koyuna serili döseklerde gece boyunca sogugu ve sessizligi avutan yagmur damlalari konseri verirdi damlari akan evler.

    Cörtenlerin altinda, duvarlarin dibinde , yagdimiydi seller sular götüren eski yagmurlarin gürleyerek karsiki daglara derelere ve meseliklere dogru cekip yankilandigi kara bulutlu göklerin yeniden günese aralanip güz sonu veya kis ortasi kit kanaat ölgün sicakligina sirtini bagrini vermek icin örmesi gocugu ya var ya yok akli oyun pesi kovalayip güden yari islak ayakkabisizligina umursayip aldiris etmeden sümügünü koluna sile cala en basta cocuklarla; kapilara dizilir, pacelere yaslanir, duvarlara dayanirdi insanlar.

    Yagmur ara verdiginde damlara serili topragin altindaki eskimis cürümüs naylonlari degistirir, cali cilpi saman ve tekrar toprakla örter, dam yuvallagiyla ( silindir tastan lök ) yaptigi aktarmayi saglamlastirip sertlestirirdi yagmur yaginca veya karlar erirkene damlari akan hayat.

    Durmaksizin yagan kar neredeyse kürümeye bile aman vermeden ve küründügündeyse evler kapilar paceler sokaklar gecilip savusulmaz olup, pufarelere kadar gömülür kaybolurdu.
    Cocukluk bu ya, tipi minder tikali paceden veya püsle yapistirili kirik crceveden esip giciladiginda iceri hogulayip ` ister istemez misafirinizim ` diyen ayaz, taaa kopup geldigi öteden daglardan derelerden cikar gelir catar, üstü basi islak soguga doyup kanmanin tarifsiz güncesini yazar islerdi tarih ve takvim.
    O sayede iyyce kendi koynuna sinip büzülmeye yasanan hayatin günü güncesi hali vaktiyle, her akip damladiginda sebebi ondan bilip en cok bizim damda dam yuvallagi olmadigina ve sanki daminda lok yuvallagi olanlarin oturdugu sedir, uzandigi tandir, un ambari, bugday harari, peynir cölmegi, üzüm askisi, tursu ve pekmez küpleriyle örtüsü sofrasi dösekleri hep kzru yere seriliyormuscasina hayiflanir üzülürdüm ben.

    …lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep…
    ….
    ISTEN KARADAN
    ……..
    Vizirdak döndükce
    Bir bilsen nasil sevinirdim üstü boyali kinali
    Cilk ve cürük olmayan yasam döngüsünün öte berisiyle
    Parmaklarimin ucunda tutup cevirip kivratarak dolanan dönen
    Bütün gücüyle yasama sevincini cocuklugun akli, radyonun ibresi yönünden
    Solist calar saz söyler,
    Kirec duvardaki lamba yandikca yandikca isten karadan
    Sobanin alevinde danseden karanligin
    Ve yüzüme parlayip duran sicakligin
    Kar gibi tertemiz ve beyaz
    Sinirlari sonsuz hayale durup dinlendikten sonra vizirdaga yeniden
    Yoruluncaya kadar dünya dedemin elinden,
    ..eteginden ebemin

    Seyfi Karaca…..Aralik / 22

  6. İlk şiir denemem. Seyfi Karaca abimin sitemize yazdığı şiirlerden esinlenerek yazmıştım. Sonrasını siz biliyorsunuz.

    KÖYÜMÜN SESLENİŞİ

    Önce kendimi tanıtayım,
    Adım Menteşe Köyü,
    Ne anam var ne babam,
    Kıy’dan göçettim Höyük eteklerine,
    Ben bile unuttum,
    Niçin,
    Ne zaman.

    Gel zaman git zaman,
    Cıvıl cıvıl her yer insan,
    Doldu taştı, hep birbirine saygılı.
    Ama şimdi hepsi parmak ile sayılı.
    O zamanlar içim kıpır kıpırdı.
    Coşardım,
    Salıverirdim Höyük’ten gelen,
    Sel sularini köyün içine.
    Ama şimdi ne heyecanım kaldı,
    Ne coşkum,
    Ben bittim, ben kurudum.
    Eger misafirim istese bir yudum,
    Köşe bucak arıyorum, ama nerdeee,
    Yok.
    Geldi yine kış,
    İçimi üşüten.
    Ama dur bi hele,
    Hatırlıyorum çocuklar kızak kayar,
    Kartopu oynarlardı.
    Yoktu belki sırtlarında kalın bir gocuk,
    Ama yüreklerinde kor vardı beni ısıtan.
    Cıvıl cıvıl,
    Hey gidi günler.
    Şimdi üşüyorum kış günlerinde,
    Ne beni isitan bir çocuk sesi,
    Ne bir yanan ocak,
    Nede selamlasan insanlar var.
    Her yer ıssız ve sakin.
    Korkuyorum bazen,
    Sanki Höyük’ten kurtlar,
    Geliyor üzerime.
    Ne bir Karabas,
    Nede bir Batti var beni koruyan.
    Terk mi edildim?
    Diyorum bazen kendi kendime.
    Evet demek gelmiyor içimden.
    Ama yavrularım çoğalmıştı,
    Ben onlara yetemedim,
    Hadi rızkınızı başka,
    Yerlerde arayın dedim.
    Ama beni tamamen,
    Kaderime terkedin demek istememiştim.
    Gelin,
    Birakmayın beni,
    Ziyaret edin,
    Bendeki ananızı atanızı.
    Gelin,
    Ne kaldi ise,
    İkram ederim size.
    Belki Yukarı Pınar’dan,
    Kötü Pınar’dan,
    Bekteş’ten …..
    Bir yudum su veremem size.
    Ama gelin yeterki,
    Size tertemiz bir hava,
    Ve tertemiz duygularla yüklü,
    Bir mazi verebilirim.
    Eeee davet etmek benden,
    Siz gelirsiniz veya gelmezsiniz.
    Ben yüreğime taş basar,
    Kendi başıma yad ederim,
    O eski günleri.

    Hacı İbrahim Sağır
    Aralık/2006 Hollanda

  7. …..
    TEPETAKLAMACASINA PALAVRA PROTOKOLLÜM
    ……….
    Limitsiz yarislara tutsak, kusursuz hatasiz her giristigi ilgiyi herkesin dengine erisilmez birincisi gelmeye kosullayip sartlandiran ana babaligin, üretip cogalttigi her insan ezikligi ve mutsuzlugu, dertli sorunlu en ufak tefeklerinin bile özgür bilgisi yetkisi bilinci becerisi birikimi ve iradesi üstesinden gelemeyecek olan bitmis tükenmis üzülmüs bogulmuslar arasinda , hastalikli nesillerin sebeplisi ve sorumlusu olacaktir.

    Cünkü sorumluluk akil vicdan ilgi sevgi saygi, herseyden önce insan deger ve kiymetliliini önemseyip öncelikli kilan; haysiyetli, duyarli, samimi, ihtiyatli, inanilir , güvenilir yakinligin , hayat bilgisini yasam ilkelerini ve insanlik dersini kendiliginden ANNE BABA yapan hediye raflarindan veya siparis katalog kistaslarindan degil, deneyimleyip gözlemleyerek taniklik ettigi yasam damar dolasim ve topragindan edinir.

    Büyümek, anne baba veya büyük anne büyük baba adi sanina yetisip erismekse, ayni inceligin duyan gören yasayan ilgisi alakadarligiyla, karsiligini ancak bulabilecek olan hayat cevheri ve insanlik haznesi degerler bütünü yasamsal gercekliktir.

    Bu sebeple..:

    GÜNAYDIn lafinin tepesine cinnet cellat karanlik edecek kadar zifir ve zehir köpürüp kusanlarin, kaypak dönek gevsek oynak ve her sekil degiskenligin `biz bu isi polüm icabiyla didisip dalasa bindirip ucuruyoruz ` demeye getiren ve hayatin bütün soygun sömürü isgal haram vurgun menfaate dayali cikarciligina isbirlikci, istirakci ve ittifakci topyekün SIYASi MANEVRA, güdüp yönettikleri hic bir ezici üzücü yikici öldürücü baskiya kusatmaya korkuya saldiriya siddete bozguna dayatmaya itiraz edip tepki veremeyecek kadar algisi ilgisi duygusu duyarliligi bilgisi kaygisi ihtiyati sorumlulugu özgürlügü vicdani güvenci direnci kalmaksizin, ufalmis kücülmüs ve bütün zavallilik yokluk caresizlik yoksulluk kodlamalarini `GÜNAYDIN demeyeceksin bundan sonraya ` zebani zilgitina kadar hayatindan kendini silmis koparmis zikkim zindan olmus sayisiz kiyasisiz dönen agan kalabaliklara hükmedip, kendinden baska hickimseyi kendine rakip muhalif karsit odak otorite iktidar denk ayar deger saymadigi ve hic bir buyrugu asla, hicbir zaman ve hic bir kosulda karsi itiraz görmeyen itaatlilikte, BOP cevriminde ortama hükümranlik edip ülkeye -topuma sürsaltanat sahipligi yapmakta.

    Sayisiz sinirsiz yönetilip güdülen kosulsuz itaate tabi ve bütün hayatin agir faturalisi kalabaliklarinsa, doyurup besledigi harami düzenekli vurgunu soygunu talani sömürüyü mutlu ve memnun etmek icin, tutarsiz dengesiz kisiliksiz karaktersizligin dakkasi dakkasini tutmayan ve sadece güce gösterise paraya saltanata mala mülke taparak, son neticede akibeti ne olursa olsun umurlarinda olmadigi yagmanin yikimin ganimetine cullanip cökenlerin kimyasini taklit edip kopyalayarak aynisina özendigi, üretimsiz paylasimsiz topyekün karamsarligin montajlama veya fason makyajlamaya bagli betonarme kent hücrelerinde, köpürtülmüs bagimliliklari her türlü mutsuzluk paydasiyla avutup afyonlanmakta.

    Cünkü :

    Altyapisi , arkasi, gerisi olmamanin ilerisi ve devamliligi da yoktur. Sinirsiz ihtiyatsiz sonsuz KÜRESEL YAGMACILIGIN ithalat ekonomisine dayali ve bagimli, yari sömürge sinirlarini bile coktan gecmis BOP projelerinin her buyruguna amade dolaysiz isgalciligin borc bataginda ve haram haczindeki EKONOMI cevrim carkinin, hirsizini yolsuzunu haydutunu hainini haramisini bütün kanunsuz hukuksuz yollarla doyurup beslemenin carpik ve cirkin yapilasmali AVEME`leri rafinda ve askisinda, bugünü onarip yarini kurtarmanin asla ne sansi ne de zerrece ihtimali vardi. Bu yüzden de onun bunun bir liralik para birimini, on misli eksikten, geriden, yokluktan ve iflastan izleyip seyretmekte Türkiye. Üretmedigi ve isgalcinin hacziyle PIYASA oynayip cevirdigini kostümü süslenmis cok katli binalar olarak, veya carmihi boynunda asili paraya güce zavalliliga korkuya karanliga inanan itaat eden ve tapinan, gösterisi hirsi tamahi kahri zehri dehseti siddeti gecimsizligi güvensizligi ve doyumsuzluk düskünlügünü, toplumsal yikimin arac gerec avuntu ve zügürtlük aksesuarlariyla köpürtüp mutsuzluga pay etmekteler .

    Böyle bir amansiz celiskide yerli ve yabanci BOP cikar ortaklari sinirsiz sorgusuz tanrisal yetkilerle sorgulanamaz kutsalliktan talana ranta soyguna vurguna cöküp cöreklendikleri özellesmis imtiyazda beslenip büyüyüp semirip azmanlasirlarken, ülke ve toplumsal degerler erir biter eksilir kücülür ve hacize -muhtaca her buyrulan projeye kosulsuz egilip bükülen güdümle, yalvar yakarliga geriler. Ayni oranda burayi beslemekle muhtaca konulmus insan kalabaliklarinin akli fikri özgürlügü iradesi yetkisi cesareti becerisi onuru itibari saygisi sevgisi tepkisi tüm diger insan degerliligi , tutsak edildigi ithalden tüketme esaretliligi kadar erir bozulur dagilir yetkisizlesir ve kücülür. Yasadigi kabustan ve karanliktan baska ileriyi öteyi göremez. Gide gide de boguldugu karanligin en zindan saldirganligindan ` Bundan sonra GÜNAYDIN söyleyip konusmayacaksin ` ses ve güruh bozuklugu biner tebelles olur, kuramadigi hayat gercekligine bedel, haramdan talandan yalan yanlislar satarak sür saltanat hükümranligini kurtarmaya firdönen BOP teskilat.

    Kaderi hic degsmez yari sömürgeciligin cok ötesine, Bop Esbaskanligi olarak hazirlanip tüm gelmis gecmis ihanet icraatciligini taclandiran küresel ve yerel ortakcikar isbirligi cikarimli ikramiyeyi, tüm carpan ve katlayanlariyla, henüz YARI GELISMIS ÜLKELER düzeyinde, bütün yolunda yürümeyen aksak gediklerine ragmen kurup kurtarmanin yolunda derdinde kaygisinda ve sorumlulugundaken TÜRKIYE CUMHURiYETi, Milliyetci Cephe Hükümetleriyle elde edemedigini Corum-Maras gibi ic savas nitelikli catisma ve provalari en doruk noktaya köpürtüp cikarttigi ve ayni parallellige STOKLAMA hainliginin baskiladigi yokluklar ülkesi ve kuyruklar nöbetcisi izlenimini zirveye tirmandirarak; PEKAKA `nin da atölye ayarcisi ve yapim imalatcisi `bir sagdan bir soldan ipe cekme sapkinligina ve sabikasina bizim oglanciklar meseleyi kökünden gördü `nün Oniki Eylül zulmü ve ÖZAL özellestirmeleri cuntasindan üretmeyip ` topyekün Ithal Ederek `isgale ugratan cevrim ve kusatmaya; Özal`la elde edemediklerini Tansu Ciller ve Kemal Dervis Haciz Memuriiyetine, Onlarla elde edemedigi yagma yikimlarin en son kalan kisminiysa BOP ESBASKANLIGINA siparis edip projelendirerek bugünkü iflasin cikar ortagi olan bütün koalisyon ittifakcisi ve isbirlikcileriyle kanun devlet ülke toplum tanimayan ve kendi sahsi cikar düskünlüklerini öncelikli ve herseyin önünde tutan topyekün ihanet isgalciliginin harac mezati yapildi Türkiye.

    Toplam ve tüm cikar koalisyonun isbirlikci ortaklari arasinda ünüversitelerden her sekil sivil toplum kuruluslarina; mafyaya, kiralik-satilik edebiyata ve sanata, reklamciya, tefeciye, vurguncuya, imara, mimar, pazarlamaciya, tefeciye, araciya, tefeciye, tanitimciya, sektöre, medyaya, tarikata, tüccara, mühendise, tezgahciya,nakliyatciya, tasarimciya, sanayiciye, bankaya borsaya ve elbette ki Akepe, Cehepe, Mehepe, Pekaka, Hedepe, Fazilet, Meral -Perincek `li istisnasiz topyekün siyasete, kollayan gözeten kuran yönetenlerin fonlayip patron tanricilik ettigi cöken cullananlar sevk ve idaresinden, sorunlariyla ve yalan yanlislariyla ölüp üzülmeye alismis dünden kopuk, bugünden uzak, düne yitik, yarina muhtac, daim devamliliga mahrum ve tutsak, bitmis tükenmis her türlü zavalliligin yilginligin ve cürümüslügün gününü kotarip tedavülünü güncellenmekteler.

    …lafin ötesi siirin hakkiydi hep…

    ….
    CINGILDAKLI AYNALARA
    …….
    Yakilmis kinadan hayal calimiydi sanki
    Okuntusuz davetin yoksul rengini belli ederek
    Sallanip duran mendilin durgun limanlara ve yorgun trenlere dogru
    Parkin arkasinda eski fabrikalar semtinde
    Duragin arkasindaki bahce gelene gidene karsi sirilsiklam sonbahar
    Kendiliginden sararip solarak gülümsün
    Daha cok da karanfilim dedikleriyle
    Ne demeye ne olacaksa sanki,
    Yanan ormanlardan yeserip fiskiran sökün
    Ve irmaklar kurnasiz musluksuz dertli dolap caglayanlarindan
    Eser durur rüzgar toza topraga
    Dünyaya gec kalmis bütün yolculardan dahi ilk ve önceden
    Gün aydinlanir ay söner maskesi düser dökülür insanin..
    Tek tas yüksügümü kendim taktim kendime tamponlu gelini
    Kirikosuz dampersiz güveyle karistirip kurcalamaya,
    Kendi mezarimin tasini munussuz muhtacsiz kendim ördüm diktim tarzinin
    Ne olacaksa sanki,
    Gömülmüs gitmis iste sekiz otuza vasita vesait
    Hükmüne istiraken ören sessizligin duvarlarinda asili kalan
    Püfür püfür,
    Cingildakli aynalara bakarak

    Seyfi Karaca………Eylül / 21

  8. …..
    SiCiL BOZUP KÖKTEN KAZINIRKEN INSAN FiLAN 3
    …..
    Aklin fikrin duygunun ilginin düsüncenin özgürlügün kültürün dilin vicdanin sorumlulugun duyarliligin haysiyetin ilimin sanatin özgüvenin onur ve itibarindan yasadigi dünyayi okuyan ve ait oldugu insanligi dinleyen sorgulayan yazan konusan bütün emek kaygi yol donanim cesaret ve beceri birikimlerinden sgözlemleyip deneyimleyerek kisiligini karakteini kazanan insan degerliligine zenginlesmek yerine, korkunun karanligin nefretin ayrismanin baskinin güvensizligin caresizligin karamsarligin kuskunun endisenin siddetin hiddetin sonsuz belirsiz bilinmezlerle yozlasmayi cöküsü kokusmayi yoksunlugu bindirip yükledigi güdümlü-bagimli zavalliligi bütün yoksulluk muhtaclik mahrmluk mahkumiyetiyle ezen, bozan, kuran, yapan , yönlendiren ve yöneten hükümranlik hakimiyetinde, kusatilmis cevrilmis insan kalabaliklari izdihaminin ve toplumsal hayatin tümü , kendine dayatilan gördügü rehberlikten topyekün kisilik karakter tutum kavram nitelik nicelik meyil egilim davranis ve yasayis bozukluklarini bire bir özenir benzesir sicil ve seceresine kayda gecirir.

    Nato müracaatiyla basayip, kontrolsüz- denetimsiz ülke isgalciligini kazanilmis bagimsizliklardan ve özgürlüklerden geri degistirip dönüstürmeye bütün siyasi gelmis gecmislerin kusursuz ihanet payi ve isbirligi kotasini kadrolastigi, katlayarak katki sunan ve Mossad-Cia en basta olmak üzere ipini zaptini koparan tüm dünya cok ulusculugu bünyesiyle Türkiye Cumhuriyeti`nin bütün kazanim birikim deger direnc üretim gelisme büyüme denge ve dayaniklilik varligina dönük sorgusuz sualsiz isgalcilige sizip yerleserek, topyekün kamusal kurum birim ve kuruluslari denetleyip yöneterek cikarina en uygun yerli ihanet isbirligini örgütleme yillar yilligini en son ON IKI EYLÜL `le taclandirip, her isgalci talanci vurguncu soyguncu sömürücüye yol gecen hani yapan Serbest Piyasa Sistematigi OCAK kanun düzen kararliligini, bütün toplumsal egilimleri algisi ilgisi egilimi karakteri ve yasantisi ayni tek tip ASILAMASI genetigiyle oynanmis güdümlü ve bagimliligin kulu kölesine imal ve kuluckalandirdilar..

    Devamini hic istifini ilgisini yönünü yolunu bozmadan devralan ONIKI EYLÜL hüküm karar kanun düzen mirascisi BOP ESBASKANLIGI, Cüneyt Zapsu proje tanitimi ajandasinda cok uluslu ve yerli isbirlikci Patron -Tanrilara ` bundan daha iyisini bulamazsiniz, kesssinlikle oluktan delikten süpürüp ziyan etmeyin ve tepe tepe dilediginiz keyfiyette harcayin kullanin ` sunup teklifsiz pazarlikta tüm Türkiye, Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti varlik zenginligini harac mezat hacizine bagladigi, `Arinc, Cicek Cemil, Babacan, Davutoglu, Abdul Gül, Burhan Kuzu, Memedali Sahin, Abdulkadir Aksu gibi gibi sayisiz krtej kollayiclari ve kösetasi militanlarinin sirasi gelince degistirilip yenisiyle degis tokus takasi yaptirildigi, BABALAR gibi ülke devlet milllet deger kiymetleri satisinin her sekil ihanet proto tipinin iskambil seisinden nimetlenip istifadelenen BOP yagma yikimciligi, en kolay kullanisli DIN -TARIKAT model mozayigini kendi yönetim ve denetiminde Medeniyetler Catismasi basligi altinda Yeni Dünya Düzenekleyen Dinlerarasi Diyaloga yazip dökümanlayarak, ayni kolaylikta denetlenip kullanilabilir Tek Adam sistematigini Cehepe, Mehepe, Akepe, Vatan Partisi, Pekaka, Hedepe, Fethulmetal, Tüsiyad Müsiad, Medya, Mafya ve tüm diger cikar ortagi toplam isbirlikci dayanak destek yardim yatakcilik ve katilimciligiyla, BOP kontrol ve kumarhane oyun kurulumunda Referandumlanip konumu sabikasi dosyasi güncesi hicdegismez, `hüküm yalnizca bende , benim devlet, kanun benim, benden sorulur yol yön ülke toplum millet düzenek ` anlayis ve yaklasimli bugünleri yapan yöneten sisteme kitaba ve karara baglandi.

    Sporda saglikta güvenlikte gidada tarimda sanayide egitimde kültürde dilde tarihte cografyada ilimde sanatta imarda meskende konutta ulasimda iletisimde, her toplumsal degeri sorgusuz sualsiz soygun vurgun gasp talan sahsi cikar önceligine göre sekillenip iliskilenen kaliciligi ve kurumsallasmayi, örnek rehbercilikten bilen belleyen ögrenen ve calistiran, kiran kirana kapismasiyla her türlü mafyalasma ce cetelesme endüstri sektörlesmesine ezip bozup yok edip, bitirip tüketmenin yagma- yikim ihalesi ve mütahitlik kusatma cenderesindedir artik Türkiye.

    Tüketim merkezli carpik sehir yapilanma dolap dümeninde hinca hinc birbitrini bogan ezen üzen ve en ufak hata payinda bütün yanlislarini savunusa gecerek satasma askinti sarkinti tecavüz ve saldiriya gecmek icin kendi öfkesi disinda `kanun nizam devlet irde yetki tanimaksizin ` en zayif noktadan firsat kollayan , en alt toplum kati kademedekilerin en üst yöneten yargilayan denetleyen güc iktidar erk ve irade sahiplerinin aynisini kopyalanip cogaltarak taklit ettikleri, depolarda raflarda etiket alti vadeye ve kullanim mecburiyetinden yasayarak, kopuk ilgisiz soguk donuk kacak kayip ve karanlik her alfabe siralamasi kusaginin kabuklastigi kalin katmanlariyla, kirli zehirli gürültülü beton cirkinligi BOP mimar mühendis ve mütahit yapimi sehir hayatinin , bir lirasina on misli zarar ziyanla, dirligi düzenini sasiran günsüz umutsuz mutsuz dirliksiz calkanti cürüme kokusma siddet nefret ozgun ve catismalarini üretip zir zibiller kundak ve kuluckasiyla, cer-cöp olmakta..

    Bir taraftan da darlik yokluk zorluk geleceksizlik gecimsizlik dirliksizlik korku ürkü karanlik kaygi endise ve kusku telasinda can cekiserek aismis kaniksanmis felaketlere ebe gebe,dinmesiz duraksiz kabuslara bogulmus belenmis cinnet gecirip artik siradanlasan intihar girisimi günlügünde yayilip yayginlasirken toplum ve millet, üzerine cöküp cullandigi her kamusal degerin `kanun benim, hüküm bende, irade benim, devlet benim, güc bende, benden sorulur toplum millet ve dünya alamet ` hak avans hukuk ve kullanim imtiyazi sahibi olduguna inanip karar kilanlarin, her BOP ihale ve siparisini kusursuz yerine getirmekle ( en son Afganistan mevzu bahis kumarciligi ) kendine onur itibr payi bicenlerin, cifter ücer dörder beser….sayisiz yurodolar yüksek maasla kalibini kisiligini ücretlendirip ödüllendirdigi, türbanli veya acik -sacik paradan görgüsüzlükten kanaatsizlikten gücten gösteristen baska hic kimsenin hic bir ortak deger sayginlik huzur ilgi itibar ve inancinin kalmadigi, Dün On Iki Eylülüydü, bugünkü Bop`un devraldigi yerden Türklüge, Atatürk`e ve Türkiye Cumhuriyeti`ne yönelik, kiralik sanattan suc sabikasi sayisiz onursuz ve sinirsiz bütün siyasi isbirlikci ve ittifakcilariyla, katlayarak derinlik ve boyut artiran yagma yikimlar devran düzenegi.

    ….lafin daha ötesi siirin hakkiydi hep..
    ….
    ARAFTAKI SONBAHAR
    …….
    Kuru deynege omzunu yaslayan coban gibi
    Ugrunda yel ardinda gamaz
    Cigirsiz yollara gölge düsürüp iz birakan agriyi siziyi
    Egeriyle heybeleriyle ve helkeleriyle derde dermana
    Saman alevinin isli evrace istah artirip heves yordugu
    Sacin üstünde duman tütüyorsa, nohut ve bugday kavuruyordur
    Toprak damda islik calarak yola pinara dogru örtmeler
    Dönmek üzere yalinayakli bir cocugun ugru sirasi catal ve cember
    Henüz yundugu haftlarda üstü islak cimmelerin dosdoncagi helük hülüktü
    Kirik canaklarin kurulu yerde kaldigi kehten dolmus bekerken
    Ilk gördüm müjdesiyle kagni yolaginda
    Cigligi dünyayi tutan sevince
    Bir gün tandirda bi gün bostanda diger gün dagda tarlada
    Gövermis yesillerle dalin yapragin can sagligina
    Bir de yüz gülümserligine saklambacin sobenin
    Duyar görür bilirdi kuzey güney her yerden insanini dereler baglar
    Insan insanini sayar sever bilirdi yel esmesinden cicek kokusundan
    Ocak harlanir
    Büber közlenir
    Caman dürümüne cala kasik tursudan hosaftan
    Karanligin ucundan sendeleyip gelen el feneri
    Ve dip bucaklara kayip giden sessizligin tozan tüten avara halleri
    Dinmez uslanmaz dermani topraginda bulmuscasina
    Sürgün atlar diyarindan
    Araflara savrulup elendikce sonbahar

    Seyfi Karaca…………Eylül / 21

  9. ……….
    SiCiL BOZUP KÖKTEN KAZINIRKEN INSAN FiLAN 2
    ……
    Tek basina Ef Otuzbes veya Es Dörtyüz rica minnet muhtacligina bagimsizlik güvenlik özgürlük en basta olmak üzere varini yogunu bitistirip baglayarak, Kovboy sarayindan veya Avrupa Birligi salon locasindan yahut Duma bekleme koridor araligindan yemedigi hakaret, tehdit, baski , zor, asagilama kalmadigi; ve her pis bozuk ve kirli islerin dünya apinda cöp alicisindan tut ki, en riskli siyasal sosyal calkantilarin uluslararasi kriz bekcisi veya catisma araligi muhafizi islerine ilk siradan buyrulup tayin edildigi, her girisilen kendi basina buyruk bildiklik kanun devlet irade yönetim fiyaskosunda sadece ülkeye saldirip hucum eden Mülteci istilaciligini toplayip devsirip sindiren onun bunun icadina vergili kurgulu kosulsiz itirazsiz mütaakip, ayni Bop ihanet ihaleciliginin derme catmasi teminatli tedarikli ittifak ve isbirlikciliydi.

    Karsilikli kahir küfür yergi asagilama sövme lanet hakaretlerin hadsiz hudutsuz düsüklük seviyelerine vardigi agiz dalasli dili hitabesi sahaya sürdügü güdümlü topluluklari saglama baglamaya ve toplumun tüm arta kalanlarini itirazsiz tepkisiz itaatlilige mütahitlik ve mühendislik etmeye durmaksizin birbirini gagalayip didikleyen siyasi oyun danisikli dögüsler manevrasi saldirislarla rezilligin kepazeligin en zirve rekr kirislarini cullanip bindirip yükleserek, en kücük cikar önceligi ortakligina aninda dönen kaypak firildak oynak degisim ve dönüsümlerini BOP yapim yönetimliligin özel kurgulayip donatip buyurdugu soygun, sömürü, yagma, bozgun, ihmal, vurgun, cevirme, kusatma,rant, isgal, ihanet, talan ve yikimlar silsilesinde öncesini hatirlamayan belleksiz bilincsiz karakter kisilik ve hafiza bozukluguyla, her yalan yanlis hata aldanma kazziklanma iradesiz yetkisizlik hisse payini kurdugu bütün iliskilerde devlete millete topluma ve ülkeye hesabi ödenmez zarar ziyan kayiplarla kapatan; ve her yalan yanlislar hata payini tanrisal kutsanmislik yetkisiyle sorgulanamaz yargilanamaz kutsallikla taclandirip kendi kendine forslu cakali sür saltanatlar hükümranligini sunup armagan eden; yönettigi toplumun en önde giderek korkuya karanliga caresizlige ve bütün degerlerinden yoksun kimsesizlige muhtac mecbur mahrum ve mahkum herkesi kendi oynak kaypak bencil bagnaz sahsi cikar önceligini koruyan ve kollayan imrenti ve özentiye benzestiirip tüketim budalasi esarete özellestirerek, `burda kanun benim, devlet benim, , imtiyaz bana, benim ayricalikli önceliklige özel olan, hüküm benim, bensiz mümkün olyayan hayatin en vazgecilmezi benim, millet toplum bana ittatkarlikla mecbur ve mükelleftir ` anlayis yaklasim ve hükümranligiyla yönetilip idare edilen ortak yasam dünyamiz, varligini birikimini dirligini düzenini bugünleriyle bir iraya on misli yarinsiz geleceklige cökmüs cöreklenmis cullanmis kendi önceliginden baska hic birseyi umursayip önemsemeyen iktidarsiz ve iradesizligin sür-sefasina harac mezat etmekte.

    Diyanet isleri `nin hazmedip özümseyemeyen bütün BOP ittifak ve ortakcilariyla birlik beraberlik halinde, Dinlerarasi Diyalogcu Yeni Dünya Düzencisi ihanet carki cevrimi fiil faaliyetinde, Türkiye Cumhuriyeti `ne yönelik kin nefret yikim ve intikam güdümünü, Deizm`in ilk sira liste öncesi oldugu ve carpik capsiz kisiliksizligin ülke yönetip kendi profiline ayar toplum mühendisledigi kapalisi acigi aydini ülkücüsü muhafazakari ilericisi tüm toplum katmanlarinin ortak karakteristik ilgiye meyle odaga ufalip kücülüp noktalandigi; ve paradan, maldan, mülkten , gücten, cikardan baska hicbirseye inanip iman etmedigi, görgüsüzlügün ve gösterisin Yeni Osmanlicilik etiketi altinda profile uygun Seyhülislamcilik manevralariyla kostüm giyip kulvar dönmeleri , `kanun benim, irade bende, imtiyaz bana ` konum ve kurulumuna konuslanip BOP fiyakasi ve uluslararasi icap geregine otantik poz kesmekte. Bu tarz ve sekil icabinaysa Mehepe tam kafa ve kadroyla limitsiz sinirsiz destek dayanagini esirgemezken, Bop Holding yapim yönetimine tabi Yeni Cehepe, Fazilet Karamoll, Iyi partikol Meral, Pekaka, Hedepe, Mezil, Fethulmetal, Mafya, Borsa, Banka, Tüsiad, Müsiad, Destici Kuyumcu ve sosyo -siyasi bunak turbo türbülansli Perincek, sürekli degiserek dönüsmün güce iktidara tabi kiytiran kivirtan kenardan yandan ve damardan, yüzde yüzlüklerini dayanip destek cikmakta..

    En komedi komik diziler filimler sahneler sinemalar, kaptirip götüren `kanun benin, dünya ve insanlik benden sorulur `kimliksiz kültürsüzlügünü cikar payi hissesinde doyurup besleyerek, her kare repligi kiyassiz sövgü küfür lanet hakaret asagilama kin nefret hiddet ve siddetiyle boyanmis süslenmis, üstü basi en son model moda katalogundan giyimli kusamli fakat cevresi mahlesi sokagi ilerisi ötesi sahili ormani dagi yamaci kiyisi kanali yolu irmagi kösesi gölü denizi tükettigi atiklarin firlatilip atildigi kir pas gürültü pislik mikrobu icinde oturup dönüp dolanip yasayan, alismis sinmis benimsemis mahluk bir kisir döngüde nerden nasil kazanildigi besbelli ve bilindik arabaya villaya kostüme aklini fikrini kalibini ve kisiligini bozmuslugun, asil patronlari yakilmis kül edilmis ve sayisiz kere özel affa ugramis sadist ruhlu hirsiz haydut hain yagmaciligin rantcisi `kanun benim , devlet benim, hüküm benim, hak hukuk imtiyaz banadir ` sakinlik sefasi koylarda orman derinliklerinde essiz manzaralarda asalak ve sülüklerinin yasayip oturdugu, her isledigi siddetli azgin sapkin toplum bozulmusluguna dirlik gecim ahlak inanc ve itibar bozdugu, kiralik ortakciligin sanati ilimi siporu iletisimi ve sinemasi yapilmakta.

    Ilimi bilimi sanati sinemayi sahsi cikarciligin `kanun kural benim ilah benim tanri benim hüküm benim hükümranlik bendedir ` akil inanc fikir tutum aliskanlik yatkinlik davranisli imtiyaz ve seckin elitliligin soygununa sömürüsüne tacizine talanina yagmasina yikimina bütün emek zahmet birikimiyle insan kalabaliklarinin yanisirasina en kullanisli arac gereclenen yüksek teknoloji ve rekoltesi rekor kiran sanayilesme cagiyla birlikte, tüm ihtiyaclarini yaz-bahar bag ve bahcelerinden hazirlayip kendi ilgi bilgi becerisi özgürlügü iradesiynde tedarik ve temin eden insanlik, bundan yüzyillar eveli kendini sonlandirip dünya hayatini terkettiydi. Bu güne kadarsa kendi katkisi olmayan, hormonluv e genetigi bozulmus köksüz sacaksiz insansiz ve topraksizligin rafindan tezgahindan ölüm nafakasi ögünleri saglayip tedarik edenlerin topyekün tüketim raflari intihar kalibinda ölüp telef oldugu; bundan ileri ve öteler sonrasinaysa yazilmis planli programli yapay zeka algi ilgi bilgi kirliligi karma karisikliginin yapip güdüp emredip buyurdugu, idraksiz algisiz iradesiz Robot kisiliksizligin kalibindan ruhundan kadini erkegi hic farketmeyen tek tipliligin Eski Normal`inden kovulmus VIRÜSLENMIS ölümcül mikroplariyla, topyekün dünya hayati ölümlerinin kizil kiyametini yasamakta dün, bugün ve yarin.

    Yeralti, yerüstü, yol kenari, sahil kiyisi, irmak boyu, ova düzü, tepe basi, yayla yüksekligi, vadi derinligi, dag yamaci, göl ve deniz dibi, koruluk ormanlik kumluk yesillik cimenlik kumsallik hayat sakini huzur meskeni baliklardan ariliklardan bitki örtülerine kiyilara koylara ekinliklere bostanliklara minarellere madenlere ; tarimdir topraktir dildir sevgidir saygidir hosgörüdür kültürdür sanattir edebiyattir; bütün ülke devlet millet insanlik ve toplum kazanim birikim varlik ve zenginliklerimizi kökünü kurutuncaya kadar soyanin calanin sömürenin hadsiz sinirsiz sorgusuz kendi keyfiyetine mal mülk ayricalikli ve imtiyazli sahsina özel hükmü -hakki olarak bilip inanip davrandigi, `göbeginden atan ciksin hayir olmaz desin, devlet benim, yetki bende, hüküm bende hükümranlik yalnizca bana ait ve beb ne diyor ediyor yapiyorsam kanunda odur kural da orasidir ` haydut harami zorbaligini itirazi ve tepkisi olana dünyayi dar getiren ölüm zulüm siddetiyle karsilik verererek; tüm yagmalanan soyulan yikilan yok edilenlerin toplumsal hayatin yerine korkuyu, güvensizligi, istikrarsizligi ve itibarsizligi yapip yükleyen, Betonarme insaat imarciliginin bütün kir, zehir, gürültü, carpikligini ve cirkinligini dikip donatan ÖLÜ YASAM GÜN ve GÜNDEMLERINI, Bop buyruguyla destekli dayanakli Akepe, Mehepe, Cehepe, Fazilet, Iyi Parti, Pekaka, Fethumetal, Menzil, Hedepe, Medya , Mafya, Borsa, Holding ve Banka orta cevrim cark cikariligi, hep birlikte ve beraberce danisikli dögüs sögüs ve HIR-DALAS külliyatiyla kurup kurtarip kotarmaktalar.

    …lafn sözün daha ötesi siirin hakkiydi hep…
    …….
    KEVEN DAGINDAN
    ……….
    Sen de kocadin ihtiyar oldun ya ..
    Yüzyillarin seyrettigi yalcin yamac yerden
    Kartal bakislarini ve keklik ötüslerini heceleyip susarak
    Gidenler,
    Bahce baharlarini seten dönümünden harman pinarindan
    Günü gelince baglar bozacak olan oylum kivrim yollara toz toprak ederken
    Ne vakitti dolunay
    Penceredeki sis ve pus hangi göcebe sonbahar
    Duvarin kirec boyasi isli ciranin kara bahti sitiiil sitil bakraclarla hangi setendi
    Eski defter yapragindan ucurtmalari yüksek göklere
    Tükancinin sari terazisinde hangi tadina doyumsuz sevinci tartarken
    Corabin icinde
    Cabuta sarili sehir yolculugunun ismarlanmis innesi oyasi örgüsü yüksügü
    Kozalaklarin palamut diplerine yagmur kardan önce
    Tepelerin ardinda derelerin dibinde coban cigligi
    Derken agarinca tan yeri,
    Hangi cinlayan dangirdaklarin yankisi ve saatin kacindaydi yüzünkuylu irmak
    Gidenlerin sonrasiz kafilelerle topraktan suya
    Geri dönmeyenleriyle kimin nesiydi usul ve sessizce kervan
    Gündüze günes geceye ay
    Senin omzunda dogup ötelere uzaklara asarak
    Sen de kocadin ihtiyar oldun ya eeeey alposlan
    Adin izin kalsin kevene dikene ,
    Namin sürsün yürüsün asktan
    Cicek cinar ezel cagindan

    Seyfi Karaca…………Eylül / 21

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir