TONYUKUKTAN GOCÜMER EMMiYE

Yasadikca dününü gününü ögününü ögüdünü ögüncünü kivancini ve BILGELiGiNi ögrendigi hayatin kisiyi kendine danisan; ve kendisiyle etkin katilimciligin SORUMLUSU kilan; ayakta durup devamliligi saglanmasi gereken hayatin ihtiyac ve gerekliligine dair bütün kazanim deneyim birikim bellek bilinc yol ve kilavuzlugunu bireysel özgünlügün bütün akil fikir ahlak deneyim ilgi vicdan samimiyet cesaret becerileriyle edinip yogrularak; dogaya, zamana, cevreye, dünyaya , insana, onura, itibara, gecmisini devralip gelecegini kuran ve uzak yakin maddi manevi demeden yasamin yordugu tüm sorun zorluk ve güclüklerin üstesinden gelip cevaplayabilen ilgi ve iletisimini TOPLUMSALLASTIRMANIN kurultay kapisi ve ORTAK BiLESENI`dir TONYUKUK…


Buzul tundralardan ve ilikleri titreten soguk siteplerden TANRI DAGLARINI, Altaylari, Ötükeni, Seyhun-Ceyhun MAVERAÜNNEHiR irmaklar arasi ucsuz bucaksiz cimenlik cayirliklari dag bayir dere demeden kil kecisi küheylan dorulariyla gezip dolasan kesintisiz KAViMLER GÖCÜNÜN en vefakar yükünü METE HAN`dan…ATiLLA`YA…Attila`dan ATATÜRK`e…mutlaka ve mutlaka BILENLERiNE danisarak sürdürdügü hayatini dünden alip bugünlere getirdigini TÜRKLER, TONYUKUK gibi zor ve güc yasam yolculugunun MIHENK mimarlarina borcludur. ILTERIS KAAN `dan sonra durumu düzeni hal-yol bilmeze iyiden iyiye bozulup etrafinda kol gezen cetin doga sartlari ve capulcu saldirganligini karsilayip gögüsleyebilmek icin zort sartlarin degisen ve bozulan dünya ve toplumsal durumlarina aklini bilgisini deneyimini sezgisini ömrünü yüregini sevgisini sevincini onurunu titizligini azmini fedakarligini sefkatini hicbir maddi-manevi karsilik beklemeksizin esirgemeyip kendini bekleyen bozgun ve bunalimlarinin onarip tamir eden insancil özne mimarligina, hükümdar olandi TONYUKUK…BILGE ve KÜLTiGIN bu onurun sagladigi kaynaga dayanarak Türklerin kesintisiz dünya yasantisina dair tarih yazip okudu.


Yine bir bozgun bunalim yol bilmez ilden ilimden uzak karanlik ve karmasalarla tarih calkalayan bir devrin DÖNÜM ve DOGUM günüdür, `yol bilmez, hal bilmez, hak bilmez, hukuk bilmez, kadir bilmez, kiymet bilmez, söz bilmez, ar bilmez, onur bilmez; sakin olasin zalime kaypaga hayduta haine cahile ve iki yüzlüye meyledip meram baglama..! ` ..diyerek OSMAN BEY`i ögütleyip DEVLET yapan SEYH EDIBALI…ögrendiginden ögretici tarihin TONYUKUK`tan mirasini alan topragin nesline hasletendir.


Günlerce sira bulamadigi kuyu ve pinarlarin en sonu nihayet Abdalda, yün asbap ve buyday yumanin elleriyle tokuc , ayaklariyla son kirtigine kadar köpürtülen sabunlu sudan cikmayip cirpinan Akkiz, Patgiz,Gog kiz, Suna, Hamide, Yiter, Selfet, Kezban, Delidöndü, Gara Anse, Alemminin Fadime, Hatibin Gizi oluk basinda ve sal tasinda toplasmis cigliklarla türkülesirken, ceviz cirpiyordur erikcede Mistiligin Halilin Musdafa.
Irebiye kapi süpürüyordur kagni yolagininin üst basindaki evin önünde. Kalayi tükenmis bakir calimi kulpunda kendir bagli helkelerle örtmenin avlusunda yatan ve dagdan henüz gelmis davarini sagdigi sütü, ömdücüne götürüyordur Glugsa. 
Igde kurutuyordur otun cöpün kavrulup yandigi yazdan güze dogru sögütlerde yanmis kavak yelleri eserken, ikindi azeni okundugu vaktin damlarinda Büberhasanin gelini Nigmet. Sittinin Hayriye kolan cözüyordur kuscudan anasini ziyarete geldigi gölgeli duvar dibinde. Copurun Hasan bagdan döndügü bag cubuklarindan örme yüklü spetler indiriyordur üzümden bostandan. Bulgur savuran yele yamac Imine, Zöhre, Latife, Dilber, Nuriye.. harman serip topluyordur elek gözerden..


Kimin yazdiginin hic mi hic önemi yoktur, fakat insan tahmin üzere büyük yanilsama ihmal ören yikim ve yenilgilerini yasayacagi hayati tesadüfe asla birakma sansi ve lüksünün olmadigi, yalnizca izi ve ilmi üsenip yorulmadan bütün gerekliligin yükledigi azim emek ilgi takip üretim caba kaygi fikir düsünce hali ve yoluna konulan devamlilikla KAYDA DEGERLiLiGIN inancli bilgili saglikli huzurlu güvencelerinde gercekligi olan hayatini temsil etme ve sürdürebilme imkani vardir. …
MENTESEYE aitliligin TÜRK ve YERYÜZÜ tarihcesini bikip usanmadan bütün YASAMA azim inanc gurur dayanak mesaggat caba zorluk hosgörü sadakat titizlik sevinciyle, bütün iNSANCILLIGINI topragiyla ve canli cansiz ortak yasam varlik ve özneleriyle özgünlestigi yükümlülügü koruyup kollayan; yasadikca hayatin kaydettigi bize sürükleyip tasiyanlarin BILINENENLERI`ni, kendi yasam hikayesiyle tanik olmus herkesin heceleyip okuyup, okudugundan aktarimlarda bulunmasi hem mecbuidir hem de yasamsal kaynak yol yordam dayanagina veri saglayan zorunlu gereklilik.
Uzun Egisli kirmen egiriyordur merdivende Yusufun Urhuya. Pompalasa da kar etmez kecesi kopuk ve gözü tikanmis gazocagina igne batiriyordur Dudu Tirzi. Halbaam Cavusun Salim mal suvariyordur suyu akip giden golekte. Gabaasanin garisi Münevver su serpiyordur kapsaliktan esige.Tozu dumana katan naylon pencereli ciple atöyünü savusup geciyordur celp kaadi gelenleri asger etmek icin Cenderme..


Pöcük dönüyordur örenden asagi. Gidilahmedin garisi Sirife omzunda kel gügüm, ara sokaklardan eve taze su tasiyordur. Cokelekcilerin Efe Dayi ceketi omzunda yarim acik kapidaki kuru sandalyada tespih cekiyordur. Namaz kilarken sapkasinin teregini ters ceviren Hacüsman , sapka terekten düsen gazete kagidini tümbülleyip yerine didikleyip dürtüyordur…
Ali Dayinin Elif, Cacihcilarin Dilber, Agganin Hava, Gara Üssüyünlerin Nejla, Patlaan Ömerlerin Gülhanim, Gobellerin gelini Döndü, Danabasin Mensur, Delüsügün Hacca,Dede Hasanlari guri giz, Dede Hasanlarin Zennube,Copurlarin Senem, Gadirin Zaptiye, Halloglunun garisi Bihiye, Anisin Osmanin Gadriye,Hamza Dayinin Garisi Firdevs, Sih Hocanin Keziban, Topal Sirifin Hedime,Topal Ümerin Melek, Diremin Zöhre, Yugnüsün Ömer,Türkmen Halilin Bekir, Imir Hasanin Direm, Diremlerin Ali, Yugnüsün Hilmi, Dirilarin Dilaver , Gocümerin Sülüman, Acerin Kazim, Copurun Gadir, ardicin Ahmet…bekmez kaynatan közden ocaktan, cift cubuk sürüp savuran ekinden yigindan, ceten yükleyip heybesi selesi hegi bag bozan yamaclari ay isiginin ciralandigi dagdan yamactan,hayatin özü ve can damarina tüm vari yoguyla ömür baglamis yasam güvencesi, can senligi, mutluluk kapisi, deger kiymet bilen hasretin hem yurdu hem yuvasidir, gün agarirken rüzgar eserken tipi tipilerken yagmur sagnagi hic sogulup kesilmek nedir bilmeyen ve ilk yaz sonuna kadar karin kapidan eriyip gitmedigi yer gök suya kanmaya inip yagarken dam akarken bel ki cörtenlerde bel ki dam direklerinde kap kacak sini sahan damla toplayip bazan poturna gaynatirken, ama tüm zamanlara kerme gayip keven sökerek yayma yilinti hazin erzak ihtiyat ceken, birlikte aglayip birlikte gülenlerin kimsesizlik,yabancilik, hiclik, yalnizlik, dislanma, horlanma nedir bilmedigi; ve büün bunlarin günümüz karanlik sogukluk bencillik ilgisizlik iletisimsizlik KISIR DÖNGÜ cöllesme cöplügünde ölüm pahasi bedeller ödese bile bulamadigi, efsanesini kendinden yazip yasaynlarin dünyasiydi. 


Ve biri yazmasi gerekiyor bütün bunlari. Yazili tabletlerin ölü derinlik ve yikintilardan enkaz kirpintilari toplayarak galiba yahut belkiler üzeri tahmini muglaklarina muhtac ve aci kalmadan, yeryüzünün en cetrefilli büyüklükte TOPLUMSAL DEPREMLER , DEGISIMLER, BUNALIMLAR, SORUNLAR yasayarak adeta INSANLIGINI ölüme terke koyup CANAVAR ruh ve bedenlilige ENKAZ oldugu bu günlerde, tam tersi, inatla, azimle, direncle, dayandigi TONYUKUK köklerinden birinin güne isik, zamana tespit, yola yordama ve insanligin cirpinip carptigi akil fikir vicdan bilinc belek dönümlerine, ezel ezelden gugünü görüp bilen haysiyet, onur , hassasiyetiyle kayda degerliligin aitlik ve kilavuzluguna dair duyurup iletip bildirip paylasan yükünü TASIYIP AKTARMASI gerekir.


Biliyorum yazmakla bitmiyor ve bitmeyecektir bu kutlu destan. Lakin TONYUKUK`tan GOCMÜER EMMI´ye sökülüp sürüklenip gelen YASAM ÖRGÜMÜZÜN her ilmekleyip ulayan aidiyet bagini,suya degil, kumsala degil, kuma degil, müsveddeye degil, agac gövdesine degil zamanin bugünü dünden yarinlasmakta zor ve güclüklerle degisip dönüseniyle, GRANIT TASLARINA kardan iklim, elbet var bir gam ve gayesi ki, yagmurdan damla, günesten sicaklik toplayarak yazip isliyor topragina sevdali ömrüm yüregim. 
Yoksa yazili tarihimizin en saglam ve bilinir kaynagi olan ORHUN KITABELERI, neyin künyesidir, niye durup dururken nereyi anlasilir bilr kilmak üzere , NESLIME MIRAS OLSUNDAN hic bir zahmet emek ve kaygilari esirgemeyen ziyareti, emanet ve armagan etmistir ki…?
Seyfi Karaca……….Subat / 19