Çabalayan gider çifte


Bizim oralarda şöyle bir hikaye anlatılırdı. Bir rençber varmış, karısı ve üç çocuğu ile yaşarmış. Köy yerinde geçimlerini herkes gibi onlarda çiftçilikle sağlarlarmış. O zamanlar traktör gibi motorlu araçlar yokmuş. Tarlalar kara sabanlara koşulan öküzlerle sürülürmüş. Çifte gitmek denirmiş bu işe. Bu iş başlı başına bir işmiş ve bazen haftalarca sürermiş. Yine böyle bir çift zamanı küçük oğlan sormuş babasına. Yarın çifte kim gidecek diye. Kimseden cevap gelmemiş. Küçük kalkmış sabah, almış öküzleri doğru çift sürmeye gitmiş. Bütün gün tarlayı sürmüş bir kaç çızı yol almış. Akşam olmuş dönmüş köye yorgun argın. Akşam yemeğinden sonra küçük yine sormuş yarın çifte kim gidecek diye. Yine aynı şey olmuş. Küçük yine gitmiş, toprakla haşır neşir olmuş. Akşam yine dönmüş köye. Yemekler yenmiş çaylar içilmiş. Küçük oğlan yine sormuş. Yarın çifte kim gidecek. Büyük oğullardan yine çıt çıkmamış. Baba dayanamış. Oğlum Çabalayan Gider Çifte Demiş.